İstanbul'da tekstil işiyle uğraşan Derya Demircan, arıcılık konusuna merak sardı. Uzun süre arıcılık ve apiterapi konusunda eğitimler alan genç kadın, arıcılığı en iyi nerede yapabileceği konusunda bölge arayışına girdi.
Siirt'te Pervari, Bitlis'te Hizan, Artvin'de Macahel, Karadeniz'de Anzer, Çanakkale'de Kazdağları'nı karış karış gezen ve gittiği bölgelerden numune toplayan genç kadın, topladığı balları analize gönderdi.
Analiz sonuçlarında Türkiye'nin prolin ve antioksidan değeri en yüksek balının Kazdağları'ndan çıktığını gören Demircan, çiftliğini Kazdağları eteklerinde bulunan Bayramiç'e kurmaya karar verdi.
GENÇ ÇİFTÇİ PROJESİNDEN YARARLANDI
Tarım Bakanlığı'nın başlattığı 'Genç Çiftçi Projesi' kapsamında aldığı 30 bin lira hibe desteğiyle arıcılık ekipmanları aldığını ve işe başladığını söyleyen Derya Demircan, "Kazdağları eteklerindeki çiftliğimizi satın alıp 2018 yılında Genç Çiftçi Projesi'ne başvurduk.
Bakanlığın projesi sayesinde doğada yaşama hayalimi gerçekleştirmeye bir adım daha yaklaştım. 50 kovanla başladığım işte şuan 250 kovana ulaştım. Amacımız kahvaltılık bir baldan öte Türkiye'nin antioksidan ve prolin değeri en yüksek ballarını üreterek insanların hak ettiği değerde ballar tüketmeleri" dedi.
YABANİ SARIMSAK FAKTÖRÜ
Demircan, "Kazdağları'nın gerek Alpler'den sonra Dünya'nın oksijen yoğunluğu en fazla bölgesi olması, gerekse dünyada eşine az rastlanır endemik flora zenginliğiyle arıcılık için bulunmaz bir nimet. Dünya'nın ilk şifa bilimcisi Paul Sintenis'in ilk bitkilerini topladığı bir bölge. Bölgede yabani sarımsak faktörü bizim için olmazsa olmaz. Kestane, meşe ve yabani sarımsak bitkisi ballarımızın antioksidan ve prolin değerini yükselten önemli bir unsur. Şuan prolin değerimiz 1500'ün üstünde, değerlerimiz Anzer Balı'ndan çok daha yüksek. Polen, propolis, Arı sütü, Apilarnil gibi arı ürünlerinin sağlık alanında kullanılması için çalışmalarımız var. Tesisimizde Apiterapi Merkezi kurmak için çalışmalarımız devam ediyor" diye konuştu.
TÜM KADINLARA ÖRNEK OLDU
Hikayesiyle tüm kadınlara örnek olan Demircan konuşmasını şöyle tamamladı, "Biliyoruz ki, kadın toplumun en etkili birleştirici ve koruyucu unsuru. Kadının içinde bulunmadığı hiçbir sosyo-kültürel hareket bugüne kadar başarılı olamadı. O yüzden kadın varsa demokrasi var, kadın varsa gelecek var, kadın varsa üretim var. Kadın varlığını, dar kalıplara sıkıştıran tüm klişeleri elimizin tersiyle itmenin zamanı geldi. Kadın, tarlayı sürerken de, çocuğu yetiştirirken de, aileyi idame ettirirken de, üretendir. Hayatın ağır yüklerini taşıyan, elinin emeğini gözünün nuru ile birleştiren, küçük yüreğine koskoca sevgiler sığdıran, tüm kadınlarımızın kadınlar gününü kutlarım."