Zengin bitki örtüsüne sahip Erzincan’ın yaylalarında ve köylerinde arıcılık yapan üreticiler, bal hasadı yapmak için gün sayıyor.
Mayıs aylarında yaylalar ile akarsu yakınlarına çadır ve barakalar kuran arıcılar, kaliteli bal üretebilmek için ailelerinden uzakta, teknolojiden yoksun, doğayla iç içe yaşam sürüyor. Bitki çeşitliliği bakımından oldukça zengin olan, akarsu kaynaklarının bulunduğu bölgeye kamyonlarla arı kovanlarını getiren arıcılar, kaliteli bal üretmek için yoğun mesaisine devam ediyor. Günün ilk ışıklarıyla uyanan ve kovanlardaki arı kolonileriyle gece gündüz demeden ilgilenen arıcılar, gelişimini sağlamak için arılarının bakımını günlük yapıyor. Her türlü doğa şartına göğüs geren ve bu sıralar tatlı bir telaş yaşayan arıcılar, yaylalarda ve arıcılık yapmaya uygun köylerinde ürettikleri balları sonbaharda iç piyasada satarak aile ve ülke ekonomisine katkı sağlıyor.
Erzincan’ın Çağlayan Beldesine bağlı Kalecik köyünde 40 yıldır arıcılık yaparak geçimini sağlayan Cemal Gümüş, hasat için az bir zaman kaldığını ifade ederek gün saydıklarını söyledi. Gümüş, bu sene yağışların da etkili olduğunu bunun da bal verimine etki edeceğini belirterek, “40 yıldır burada arıcılık yapmaktayım. Köyümüz, yerimiz ve doğamız çok güzel. Bu sene arılarda oğul verme olayı çok oldu. O da polenin olmasından dolayı. Polen bir nevi arının ekmeği. Arı onu belli işlem gördükten sonra petek gözlerine gömer ve sonra çıkararak yavruya yedirir. Arı çok farklı bir şey. Ben şu kovanı bir nevi bir eczane, bir doktor, bir hemşire, bir fabrika gibi görüyorum. Yalnızca bal demek değil. Arı da çok çeşit yiyecek maddeler vardır ve hepsi de ilaç. Bal yiyecek maddesi değil şifa kaynağıdır. Balın yanında da propolis var, polen var, arı sütü var, erkek arı jölesi var, mum var, arı zehri var ama biz bunları değerlendiremiyoruz. Herhangi bir katkımız yok burada dağdan ne gelirse. Yağışlar da etkili oldu bu sene. Dediğim gibi, çiçek çok oldu, çiçek çok olunca polen oluyor, polen de çok olunca arı yuvaya polen getiriyor kovana, o da ana arının yumurtlamasını teşvik ediyor. Ana arı da fazla yumurtladığı için bu sene oğul verme olayını bir türlü bitiremedik. Hasada da Ağustosun 15’i- 20’sinden sonra başlarız. Hasat için gün sayıyoruz” dedi.