Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Türk yargısı, her zamankinden daha tarafsız ve bağımsızdır. 27 Mayıs darbesinde, darbe mensupları, darbecilerin yanında mı durdu darbe mağdurlarının yanında mı? Darbe mağdurlarını, başbakanı, bakanları idama mahkum eden bir yargı vardı. 12 Eylül’de Türk yargısı, darbecilerin yanında mı durdu darbe mağdurlarının yanında mı? Nerede durdu? Darbecilerin yanında durdu” dedi.
Bakan Tunç, Adalet Bakanlığının 2024 yılı bütçesi ve 2022 yılı kesin hesabının görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerine sunum yaparak yönelttikleri soruları cevapladı.
“Darbecilerin yargılanamayacağına dair anayasa maddesini yürürlükten kaldırarak darbecilerin yargılanmasının yolunu açtık”
Bakan Tunç, burada yaptığı konuşmada, demokratik hukuk devletinin tahkimi, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığın sağlanması, temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi adına son 21 yılda tarihi olduğunu söylediği adımlar attıklarını dile getirerek, “Sadece temel kanunlarımızı yenilemekle kalmadık, darbe anayasanın vesayetçi ruhunu azaltan önemli reformları milletimizin desteği ile gerçekleştirdik. Milli Güvenlik Kurulu’nu, Yüksek Askeri Şura’yı, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu ve Anayasa Mahkemesi’ni yeniden yapılandırarak demokratik hukuk devleti ilkesine uyarladık. Askeri mahkemeleri kaldırdık, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Devlet güvenlik mahkemeleri, Özel yetkili mahkemeler, hepsine son verdik, sivillerin dahi askeri mahkemede yargılandığı dönemleri yaşamıştık. Ülkede yargı birliğini sağladık. Anayasamızda Sıkıyönetim ilanına izin veren hükmü kaldırdık, Darbecilerin yargılanamayacağına dair anayasa maddesini yürürlükten kaldırarak darbecilerin yargılanmasının yolunu açtık” dedi.
“Yeni Anayasaya ihtiyaç duyduğumuz açıktır”
Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi’ne geçerek halkın yürütmeyi doğrudan belirlemesini imkanınız sağladıklarını savunan Bakan Tunç, “Hak arama yollarını anayasal güvenceye kavuşturduk. Bu kapsamda, Kamu denetçiliğinin kurulması, Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Hakkı, Bilgi Edinme Hakkı, Kişisel Verilerin Korunması Hakkı, Sendikal haklar, memura toplu sözleşme hakkı, kadınlara, çocuklara, engelli ve yaşlılara, şehit aileleri ve gazilerimize pozitif ayrımcılık düzenlemelerini anayasal güvenceye kavuşturduk. Anayasamızda, hukuk devleti ilkesini tahkim eden, temel hak ve özgürlükleri genişleten sessiz devrim sayılabilecek reformlara imza atsak da yeni Anayasaya ihtiyaç duyduğumuz açıktır. 177 maddeden oluşan anayasamızda bu güne kadar 184 değişiklik yapılmış olması, yeknesaklığının bozulmasına, maddeler arasında uyumsuzluklara neden olunduğu da bir gerçektir. Darbe döneminde hazırlanan Anayasamızın yapılış usulü ve yapanların darbeci olması bile tek başına yeni Anayasa için gerekçedir” diye konuştu.
“Şu anda gazetecilik faaliyeti nedeniyle cezaevinde bulunan kimse yok”
Eleştiri ve haber sınırını aşmayan, düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağına yönelik, hem TCK’de hem Terörle Mücadele Kanunu’nda hem de Basın Kanunu’nda gerekli düzenlemeleri gerçekleştirerek ifade özgürlüğünün tahkimine yönelik aşama kaydettiklerini kaydeden Tunç, “Özellikle bu suçlar bakımından istinafta kesinleşme noktasında bir yüküm vardı. Temyiz yolunu açarak bu konudaki özgürlük alanını da hak arama yolunu da genişletmiş olduk. Gazeteciliği ya da sosyal medyada paylaşım yaptığı gerekçesiyle tutuklananlar olduğunu söyleyenler oldu. Şu anda gazetecilik faaliyeti nedeniyle cezaevinde bulunan kimse yok. Tabii paylaşılan gönderilerin içeriğine baktığımızda, eğer o paylaşımda gerçek hayatta suç teşkil eden bir husus, sosyal medyada da tekrarlandığında ya da aynı suç sosyal medyada paylaşım yoluyla işlendiğinde elbette biz cezaevi yaptırımıyla karşılaşmaması mümkün değil” ifadelerini kullandı.
“Kadına yönelik şiddetin önlenmesindeki kararlı mücadelemizden hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz”
Kasten yaralama, eziyet, tehdit, kasten öldürme suçlarının kadına yönelik işlenmesi halini ağırlaştırıcı sebep olarak düzenlediklerini hatırlatan Tunç, “Kasten yaralama suçunun kadına yönelik işlenmesi durumunu tutuklama sebebi saydık. Israrlı takip yıllarca tartışıldı ‘suç sayılsın’ diye. Israrlı takibin Ceza Kanunu’nda suç tipi olarak düzenlenmesini sağladık. Kadına yönelik şiddetin önlenmesindeki kararlı mücadelemizden hiçbir zaman taviz vermeyeceğiz. Uyuşturucu suçlarına, cinsel saldırı suçlarına, çocuk istismarı suçlarına verilecek cezaları artırdık, terör suçlarında olduğu gibi bu suçlar bakımından lehe olan infaz düzenlemelerinden yararlandırılmamasını sağladık” değerlendirmesini yaptı.
“Türk yargısı, her zamankinden daha tarafsız ve bağımsızdır”
Bakan Tunç, Genel Kurul’daki bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin yaptığı konuşmalarda yargıya yönelik eleştirilerin olduğunu belirterek, “12 milyon kararı 2022 yılında hakim ve savcılarımız vermiş. Ama burada gündeme getirdiğiniz bir-iki tane karar. Yargının hatalı kararları olabilir ama bu hatalı kararlar yine yargı mekanizması içinde istinafı ile temyizi ile düzeltilme imkanı vardır. O nedenle 24 bin hakim ve savcımızı töhmet altında bırakacak bu genellemelerden kesinlikle kaçınmalıyız. Şunu rahatlıkla ifade edebiliriz: Türk yargısı, her zamankinden daha tarafsız ve bağımsızdır. 27 Mayıs darbesinde, darbe mensupları, darbecilerin yanında mı durdu darbe mağdurlarının yanında mı? Darbe mağdurlarını, başbakanı, bakanları idama mahkum eden bir yargı vardı. 12 Eylül’de Türk yargısı, darbecilerin yanında mı durdu darbe mağdurlarının yanında mı? Nerede durdu? Darbecilerin yanında durdu. 15 Temmuz’da Türk yargısı nerede durdu? 15 Temmuz’da Türk yargısı, milletinin yanında durdu. Darbe mağdurlarının yanında durdu. (FETÖ yargılamalarında) Tabii ki içlerinde hata yapan, yanlış yapan varsa Hakim ve Savcılar Kurulu bunun için var. Onlarca yüzlerce kararlar veriliyor. Dolayısıyla burada bu konuları gündeme getirdiğimizde genellemelerden kaçınmak lazım” diye konuştu.
Bütçe görüşmeleri, Bakan Fidan’ın Dışişleri Bakanlığı adına milletvekillerine sunum yapması ile devam etti.