Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yaşayan 91 yaşındaki Kazım Ertaş, 58 yıldır kendisine hediye edilen antika eşyaları toplayarak evinin bir odasını ‘Vefa Müzesi’ olarak adlandırdığı müzeye çevirdi.
1932 yılında Tunceli’de dünyaya gelen iki çocuk babası Kazım Ertaş (91), Karayolları Genel Müdürlüğü bünyesinde Türkiye’nin birçok bölgesinde görev yaptı. Ertaş, gittiği her şehirde sevildiği için kendisine antika eşyalar hediye edildi. Bir zaman sonra hediye edilen eşyaların üzerine tarihini ve hediye eden şahsın ismini yazan Ertaş, emekli olduktan sonra Diyarbakır’a yerleşti.
Emeklilikten sonra Sur ilçesindeki evine eşiyle yerleşen Ertaş, 3 odalı evinin bir odasını ‘Vefa Müzesi’ diye adlandırarak eşyalarının hepsini oraya bıraktı. Sur ilçesi turistik merkez olduğu için Ertaş’ın evi kimi zaman yerli ve yabancı turistlerin de uğrak noktası oluyor.
Topladığı eşyaların en eski tarihinin 1965 olduğunu söyleyen Ertaş, 58 yıldır ziyaretine gelen herkesin muhakkak kendisine bir eşya hediye ettiğini ifade etti.
Şırnak, Mardin, Batman gibi illerde sevilip sayıldığından ötürü kendisine ‘Kazım baba’ diye hitap edildiğini dile getiren Ertaş, “Şırnak’ın Cizre ilçesinde devlet memuruydum. 1965 yılında Cizre’de arkadaşlarım bana değerli eşyalarını hediye ediyordu. Ben de bazen kendim antika eşyaları alıyordum. Bunların değerli olduğunu ve daha sonra hepsinin üzerine hediye edildiği ve nereden geldiğini yazmaya başladım. Bu yaptığım hobi için kimseden ne para alırım ne de para veririm. Gittiğim her yer de bana hediye verirlerdi. Bölgede çok sevildiğim için bana ‘Kazım baba’ diyorlardı” dedi.
“Eşyalara bakarak geçmişe gidiyorum”
Bazı nedenlerden dolayı eşinden ayrı kaldığını ve canı sıkıldıkça ‘Vefa Müzesi’ olarak adlandırdığı odaya gidip eşyalara bakarak geçmişe dalıp gittiğini belirten Ertaş, “Diyarbakır’a gelen yabancı turistler benim evime de uğruyor. Almanya, Azerbaycan, Rusya İngiltere gibi ülkelerden beni ziyaret edenler oluyor. Bunun yanında film yapımcıları da benim belgeselimi çektiler. Bunlar da gelirken ellerinde hediyelerle gelmişti. İşte hediye verenleri unutmamak için üzerlerine tarih ve ismini yazıyorum. Hediyeye baktığım zaman şahıs direkt aklıma geliyor. Böylelikle de canım her sıkıldığında odama gelip eşyalara bakarak geçmişe gidiyorum. Tek başıma yaşadığım için vaktimi bu odada geçiriyorum” diye konuştu.