Gaziantep Genç İş İnsanları (GAGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Koçer, Gaziantep Sanayi Odası Mesleki Eğitim Merkezi’nde düzenlenen, “Tekstilde Sürdürülebilir Gelecek” başlıklı panelin açılışında konuştu. Gaziantep’in güçlü bir tekstil ve ihracat kenti olduğunu vurgulayan Koçer, “Gazi şehrimiz, yüzyıllar öncesinden bugünlere taşıdığı tekstil deneyimiyle Cumhuriyetin 100. yılında da kararlı yürüyüşünü sürdürmekte, başarı hikayelerini ilmek ilmek örmektedir” ifadelerini kullandı.
GAGİAD ve Gaziantep Sanayi Odası tarafından düzenlenen “Tekstilde Sürdürülebilir Gelecek” konulu panelde tekstil sektörünün bugünü ve geleceği ele alındı. Gaziantep Sanayi Odası Mesleki Eğitim Merkezi’nde düzenlenen panelde giyilebilir teknolojilerden sürdürülebilir modaya, çalışan bağlılığı ve sürdürülebilir insan kaynakları uygulamalarından, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı geçiş sürecine kadar pek çok konu işlendi. İstanbul Moda Akademisi Eğitimler Koordinatörü Gülin Girişken’in moderatörlüğünü yaptığı buluşmaya Antarktika’da görev yapan Türk bilim insanları için özel kıyafetler tasarlayan Moda Tasarımcısı Arzu Kaprol, LCW Kurumsal Akademi, Mesleki Uzmanlık Geliştirme Grup Müdürü Dr. İbrahim Güneş, Orbit Consulting Genel Müdürü Didem Çakar ve sektör temsilcileri katıldı.
“Sürdürülebilirliği merkeze alarak markalaşmalıyız”
Panelin açılış konuşmasını yapan GAGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Koçer, dünyanın en büyük 5’inci tekstil ihracatçısı konumunda bulunan Türkiye’nin en önemli üretim ve ihracat merkezlerinden Gaziantep’te böyle bir panelin düzenlenmesinin çok anlamlı ve değerli olduğunu belirtti. Koçer, “Üretime, istihdama, yatırıma ve ihracata odaklanarak istikrarlı büyümesini sürdürme hedefinde olan Gazi şehrimiz, yüzyıllar öncesinden bugünlere taşıdığı tekstil deneyimiyle Cumhuriyetin 100. yılında da kararlı yürüyüşünü sürdürmekte, başarı hikayelerini ilmek ilmek örmektedir. 2022 yılında şehrimizin ulaştığı 10,5 milyar dolarlık ihracatta yüzde 36’lık pay ile ilk sırada tekstil sektörünün yer alması bu yürüyüş ve başarının en net göstergesidir. Üretim kapasitesi ve kalite anlamında hem ülkemizin hem de şehrimizin tekstilde güçlü bir rekabetçi üstünlüğü olduğunu düşünüyorum ama Asya ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeyle maliyet konusunda yarışmakta zorlanıyoruz. Bizi bu döngüden çıkartacak, tehdit olarak görülebilecek bir gelişmeyi fırsata dönüştürecek şey ise sürdürülebilirliği merkeze almak, markalaşmak, yüksek teknoloji ve dijitalleşme hamleleriyle dünyanın geleceğinde yerimizi şimdiden almaktır” dedi.
Sözlerine, tekstil sektörünün sürdürülebilir geleceğinin ve ülkemizin dünyada hak ettiği yere gelmesinin bir paradigma değişimi gerektirdiğini belirterek devam eden Koçer, “Yeni nesil ham maddelerin, yenilikçi üretim çözümlerinin, karbon nötr olma hedefleri ve döngüselliğin merkezde olduğu bir dünyada var olabilmek, değer üretmek artık bilindik paradigmaları bir kenara bırakmayı gerektiriyor. Geldiğimiz noktada, sürdürülebilirliğe bakış bir zorunluluktan öte gereklilik olmalıdır. Yasalar, yaptırımlar için değil ekonomik, sosyal ve çevresel anlamda dünyaya değer katmak için çalışmalıyız. Sürdürülebilirlik eylem planını ilk açıklayan sektörlerden olan tekstil sektörü küresel düzlemde Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ulusal anlamda da Yeşil Mutabakat Eylem Planı ile Orta Vadeli Program doğrultusunda uygulama süreçlerini de hızla gerçekleştirerek rekabet gücünü önce korumayı sonrasında da artırmayı hedeflemelidir. Bu noktada odalarımıza, birliklerimize ve GAGİAD’a düşen sorumluluğun bilinciyle, sektörlerimizin yeni düzene geçişinde aktif rol üstlenmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“Döngüsel ekonomiye geçiş uluslararası standartlara adaptasyonumuzu hızlandıracaktır.”
Panelin ev sahiplerinden olan Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Gaziantep Sanayi Odası Mesleki Eğitim Merkezi (GSO-MEM) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can Koçak ise, konuşmasında sürdürülebilirliğin uluslararası rekabet açısından önemine vurgu yaparak, “Tekstilde sürdürülebilir gelecek için yeşil ve dijital dönüşümü gerçekleştirmek gerekmektedir. Geçiş için hem uluslararası gündemi hem de devletimizin uygulamalarını yakından takip ederek, gerekli uygulamaları bir bir hayata geçiriyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın tekstil sektörü faaliyetlerinin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi, hava ve su kirliliğinin önlenmesi, su ve enerji tüketiminin azaltılmasına yönelik olarak temiz üretim teknolojilerinin uygulanması amacıyla yayınladığı ‘Tekstil Sektöründe Temiz Üretim Uygulamaları Genelgesi’ bu noktada son derece önemlidir. Aynı şekilde, Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde 1 Ekim itibarıyla geçiş dönemi uygulanmaya başlayan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) için de hazırlıklarımızı şimdiden yapmalı 2026’da tam uygulamaya geçildiğinde sürece tüm sektörlerimizle hızlı şekilde adapte olmalıyız. Bu düzenlemeler üretim ve ihracatta rekabet gücümüzü korumak açısından oldukça önemli ve gereklidir. Sektörümüzü geleceğe hazırlamak için, yenilikleri takip etmeli, moda ve tasarıma dayalı katma değeri yüksek üretim yapmaya odaklanmalıyız. Teknik tekstil, AR-GE, ÜR- GE ve inovasyon çalışmalarıyla bunu başarabileceğimize yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.
“İşim insan inovasyonu tasarımı”
Panelin ilk konuşmacısı olan Moda Tasarımcısı Arzu Kaprol, “Aslında 22 yıldır giyilebilir teknolojiler alanında çalışıyorum. Giyilebilir teknolojiler bugünkü anlamıyla çok yeni ve medyanın yeterince ilgisini çekmeyen bir alan olduğu için beni daha çok savunma sanayi, medikal ve wellness sektörlerindeki projelerimle biliyor insanlar. Bu alandaki en önemli projelerimden biri de Antarktika bilim ekibinin koruyucu kıyafetlerini tasarlamak oldu. Gurur verici bir çalışmaydı. Ben mesleğimi yaklaşık 2 yıldır moda tasarımı değil insan inovasyonu tasarımı olarak nitelendiriyorum. Aslında yaptığımız işin modayı tasarlamak değil inovasyonu tasarlamak olduğunu düşünüyorum” dedi.
“Sürdürülebilirliğin bir kültür olarak kabullenilmesi gerekiyor”
Sürdürülebilir insan kaynağı stratejisi oluşturma konusunda bilgiler paylaşan LCW Kurumsal Akademi, Mesleki Uzmanlık Geliştirme Grup Müdürü Dr. İbrahim Güneş ise, “Sürdürülebilirlik açısından insan kaynağını doğru yönetmek son derece önemli. Sürdürülebilir bir organizasyon ve şirket performansı için insan kaynağımızı nasıl oluşturmamız gerektiğini, bunun bize nasıl faydaları olacağını bilerek yola çıkarsak adımlarımızı daha güçlü atabiliriz. Dünya ve sektörler değişiyor, bu değişimle birlikte de iş süreçlerinin daha teknoloji odaklı hale geldiğini görüyoruz. Yeni dönemde sürdürülebilirlik odaklı meslekler ortaya çıkacağını düşünüyorum. Artık tasarım süreçlerinde; yapay zekâ, sürdürülebilirlik, etik düşünce, verimlilik ve yenilikçilik anlayışları merkezde olacak” diye konuştu.
“Sürdürülebilirlik işin kurallarını değiştirdi”
Panelin son konuşmacısı Orbit Consulting Genel Müdürü Didem Çakar, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı süreçlerine dair güncel bilgileri paylaşarak, “Avrupa Birliği karbonsuzlaşma yolunda attığı, sürdürülebilirliği merkeze alan adımlarıyla oyunun kurallarını değiştirdi. Artık, AB sınırları içerisindeki bütün uygulamalar yeşil dönüşüm esasları ile yeniden düzenleniyor, birliğin bileşenleri yeni sisteme entegre olmaya çalışıyor. Bu doğrultuda çeşitli sektörler bununla ilgili uygulamalara başladı, tekstil de bunların başında geliyor. AB Yeşil Mutabakatı sonrasında ‘Sürdürülebilir ve Döngüsel Tekstil Stratejisi’ni de yayınlayarak ortaya yeni bir mevzuat koydu. Bu mevzuatta sektörümüzü, üreticilerimizi ilgilendiren önemli başlıklar var. Eko tasarım, karbon ayak izi ölçümü ve ‘Atık Çerçeve Direktifi’ tekstil sektörünün güncel olarak takip etmesi gereken önemli uygulamalar olarak önümüzde durmaktadır” şeklinde konuştu.