TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, "Enflasyon ile mücadelede önkoşul tüm paydaşlarda ve karar alıcılarda aynı algının oluşması ve mücadeleye dair olan kararlılıktır. Enflasyonla mücadelenin ikinci olmazsa olmaz koşulu, doğru dezenflasyon politikalarının devreye sokulması halinde öngörülebilir enflasyon politikasının toplum geneli ve özellikle fiyat koyucular tarafından kabul ve itibar görmesidir" dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’na katıldı. Erkan, program kapsamında ekonomi ve finans alanındaki güncel gelişmelerin yanı sıra Merkez Bankasının politika ve stratejilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erkan, "Enflasyonun yüksek ve oynak olduğu durumlarda, amaç, “doğru” politika tasarımlarıyla, kararlı bir şekilde dezenflasyon sürecini devam ettirmek ve sürdürülebilir büyüme için gerekli olan büyüme kompozisyona ulaşmak olmalıdır" dedi.
Sürdürülebilir ve kaliteli bir büyümenin önündeki en büyük riskin varlık fiyatlarındaki oynaklık olduğunu söyleyen Erkan, "Varlık fiyatlarındaki oynaklığın da yüksek ve oynaklığı artmış enflasyondan kaynaklanıyor olması, enflasyon ile mücadeleyi her zamankinden daha elzem hale getirmiş bulunmaktadır. Bu konuda tüm paydaşlarda ve karar alıcılarda aynı algının oluşması ve mücadeleye dair olan kararlılık, enflasyonla mücadelede başarının ön koşuludur. Önceliğin dezenflasyon olması son derece önemlidir ve mücadelenin olmazsa olmaz ilk koşulu bu ortak algı ve farkındalıktır" diye konuştu.
Enflasyonla mücadeleye ilişkin konuşmasına devam eden Erkan, "Enflasyonla mücadelenin ikinci olmazsa olmaz koşulu, doğru dezenflasyon politikalarının devreye sokulması halinde öngörülebilir enflasyon politikasının toplum geneli ve özellikle fiyat koyucular tarafından kabul ve itibar görmesidir. Mevcut şartlar altında devrede olması beklenen cari yıl ve gelecek üç yılın enflasyon öngörüleri, fiyat koyucuların fiyatlama ve bütçeleme süreçlerine temel teşkil ettiği oranda bu değerlerin yakalanması mümkün olan en düşük maliyet ile sağlanabilecektir. Özetle, ortalaması yüksek, sürdürülebilir, ve oynaklığı düşük milli gelir büyümesinin olmazsa olmaz koşulu olan düşük enflasyon, tek başına fiyat istikrarından çok daha geniş anlamda bir istikrara tekabül eder hale gelmiştir ve ülkemizin artık bu istikrardan taviz verme lüksü kalmamıştır" şeklinde konuştu.
"Otomobil, beyaz eşya ve mobilya gibi ürün gruplarında fiyat artış hızı azaldı indirimler görülmeye başladı"
Enflasyonla mücadelede uygulanan politikaların sonuç verdiğini dikkat çeken Erkan, "Enflasyondaki yükselişten sonra, politika kararlarımızın etkilerinin devreye girmeye başlamasıyla birlikte beklentilerde ve beklenti dağılımında iyileşme işaretleri belirmeye başlamıştır. Otomobil, beyaz eşya ve mobilya gibi, para politikasından daha çok etkilenen ürün gruplarında fiyat artış hızı azalmakla kalmadı, uzun bir süreden sonra ilk kez indirimler görülmeye başlandı. Firmaların talepteki aşırılığın geri çekildiğini görerek fiyat indirimlerine başlamaları hem tüketiciler için hem de rekabet ortamı için oldukça sevindiricidir. Attığımız adımlarla birlikte, özellikle büyükşehirlerde, kiralık ev ilanlarındaki fiyat artışlarında belirgin yavaşlama sinyalleri alıyoruz. Parasal aktarım sürdükçe bu gözlemler daha da yaygınlık gösterecektir" ifadelerini kullandı.
"Kira ve eğitim harcamaları gibi kalemlerde yavaşlama göreceğiz"
Erkan, "Enflasyon Raporu’nda da belirttiğimiz gibi yıllık enflasyon mayıs ayındaki baz etkisiyle tepe noktasına ulaştıktan sonra 2024’ün ikinci yarısında gerileyecek. Baz etkilerinin ötesinde, enflasyondaki düşüş süreci birçok kanalla kendini gösterecek. Yapısı gereği yılda bir kere fiyatın güncellendiği kira ve eğitim gibi kalemlerde de manşet enflasyon geriledikçe daha kademeli bir yavaşlama göreceğiz. Bu tür kalemlerde dezenflasyon 2024 yılı sonu ve 2025 yılında daha hissedilir hale gelecek" dedi.