Makine ve Kimya Endüstrisi’nin (MKE) Ankara’nın Elmadağ ilçesinde bulunan Roket ve Patlayıcı Fabrikası’nda 5 işçinin hayatını kaybettiği patlamaya ilişkin 6 sanık hakkında iddianame hazırlandı. "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan 15’er yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianame Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Makine ve Kimya Endüstrisi’nin Ankara’nın Elmadağ ilçesinde bulunan Roket ve Patlayıcı Fabrikası’nda 5 işçinin hayatını kaybettiği patlama kapsamında 6 sanık hakkında "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan 15’er yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, fabrika müdürü Durdu Uğur Ş, fabrika müdür vekili Kuntay K, üretim mühendisi Zafer S, asit, dinamit üretim takım lideri Oktay A, patlayıcı üretim takım lideri Ahmet A. ve iş güvenliği uzmanı Aynur K. sanık olarak yer aldı.
Adı geçen sanıklar hakkında hazırlanan iddianamede, patlamanın olduğu Teleks Mikser Atölyesinde üretilen 4 kilo 800 gram jelatinit dinamiti, paketleme tezgahında şanzıman arızası olması sebebiyle işlenip paketlenemediği anlatıldı. İddianamede, olay günü mesaiye gelen personeller tarafından üretilmesi planlanan dinamiti üretiminin iptal edildiği ve dinamit üretiminde kullanılan nitrogliserinin (NGL) tahliye ve temizliği için dört işçinin NGL tankının yanına gittiği belirtildi. Raporda, işlem sırasının önce su vanasının sonra NGL vanasının açılıyor olmasına karşın, İbrahim Ö. tarafından önce NGL vanasının açıldığı, yapılan hatanın anlaşılmasıyla işçiler tarafından su vanası aranmaya başlandığı, bir müddet sonra patlamanın meydana geldiği belirtildi.
Fabrikada çalışanların yeterli eğitim almadıkları belirtilen iddianamede şu bilgiler yer aldı:
"Olaydan bir gün önce fabrikanın 02 teleks mikser atölyesinde üretim olmasına rağmen temizlik ve tahliye işlemlerinin yapılmamış olması, olay günü planlanan üretimin iptal edilmesi üzerine NGL tahliyesi/temizliği amacıyla atölyeye giren dört işçiden en kıdemlisi olan İbrahim Özdemir’in tahliye prosedürünü, yani vanaların açılış ve uygulanış sırasını yanlış uygulaması, kamera görüntülerinde Özdemir dahil dört işçinin doğru vanayı bulamayarak vanayı arar şekildeki hal ve hareketleri dikkate alındığında çalışanların yeterli ve etkili eğitimi almadıkları kanaatine varıldığı, ayrıca şüpheli savunmaları ve tüm dosya kapsamı doğrultusunda patlamanın meydana geldiği atölyenin üretim faaliyetleriyle ilgili etkili bir denetim mekanizmasının bulunmadığı, yapıldığı iddia edilen denetimlerin de yalnızca kağıt üzerinden yapıldığının anlaşıldığı."