Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Muhammed Talha Sadık, lazer operasyonunun 18-45 yaş arasındaki gözlük kullanmak istemeyen hastalar için etkili bir çözüm olduğunu vurgulayarak farklı tekniklerin ve hastanın beklentilerinin tedavi seçiminde önemli olduğunu belirtti.
Görme bozukluğu yaşayan birçok kişinin gözlük veya lens kullanımını bırakmak için tercih ettiği lazer operasyonu hakkında BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Muhammed Talha Sadık Bilgilendirmelerde bulundu. Op. Dr. Muhammed Talha Sadık, “Lazer tedavisi 18 ile 45 yaş arasında olup, gözlük kullanmak istemeyen hastalarımıza önerdiğimiz tedavinin genel bir adıdır. Bir kaç farklı lazer çeşidi bulunmaktadır. Biz kliniğimizde bunlardan iki tanesini uygulamayabilmekteyiz. Lazer tedavisi miyop, hipermetrop ve astigmat olan hastalara yapabiliyoruz. Operasyon öncesinde biz hastayı kliniğimizde muayene ettikten sonra ilgili yönteme karar vermekteyiz. Hastanın beklentisi burada önemli bir rol oynuyor. Bunun sonucunda da uygulanacak olan yönteme hastamızla birlikte karar veriyoruz. Genellikle hastanın korneanın yapısı ya da numaraların çok yüksek olması gibi durumlarda uygulayamayabiliyoruz. Ama genellikte hastanın yüzde 95’i güvenli sınırlı alanlar sağladığı için gönül rahatlığıyla uygulayabiliyoruz” dedi.
“İki göz toplam 10 dakika sürüyor ”
Lazer operasyonunun komplikasyon sonrası yok denilecek kadar az olduğunu ifade eden Op. Dr. Muhammed Talha Sadık, “Hastalara operasyonu gönül rahatlığıyla önerebiliyoruz. İki göz toplam 10 dakika sürüyor. Buradaki 10 dakikanın iki dakikası sadece göze uyguladığımız lazer kısmı. Bu yöntemin ilkinde iki farklı basamak bulunmaktadır. İlk yöntemde gözün üzerine bir halka takıyoruz ve orada hastamız bir baskı hissediyor. Diğer basamakta ise genellikle göze çok dokunmuyoruz. Sadece lazer cihazı işlemi yapıyor ve numarayı sıfırlıyor. Biz bu yönteme lasik yöntemi diyoruz” dedi. İkinci yöntem olan PRK yöntemi ile ilgili de konuşan Sadık, “Burada az önce bahsettiğim işlemin ilk basamağı bulunmamaktadır. İşleme diğer ikinci kısımdan başlıyoruz. Böyle olunca hem işlem süresi daha kısa oluyor hem hastanın hissettiği baskı kısmı ortadan kalkmış oluyor. Bu yöntemin avantajı ameliyatın kısa sürmesi. Fakat sonrasında ağrı, kızarıklık ve bulanık görme vs. Lasik yöntemine göre daha fazla oluyor. Burada hastanın uygunluğu ve beklentisi önemli o yüzden hasta ile karar veriyoruz” ifadelerini kullandı.
“Lazerin en önemli avantajlardan biri tekrarlanabilir bir işlem olması”
Lazerin avantalarından biri de herhangi bir sıkıntıda tekrarlanabilir bir işlem olduğunu hatırlatan Sadık, “Eğer hastanın son muayenesi tekrardan uygun ise hastaya yeniden müdahale edebiliyoruz. Genellikle daha çok numara kalan hastalar tekrar başvurabiliyor veya farklı şikâyetler olabiliyor. Geceleri kamaşma, parlamalar, bulanık görme gibi sorunlar karşısında hastaların rahatsızlıklarını giderecek tedaviler uygulayabiliyoruz. Zaten genellikle numara kalan hastalar tekrar başvuruyor” şeklinde konuştu.
“Pandemi sonrası miyop arttı”
Sadık son olarak pandemiden sonra miyop oranında bir artış olduğunu söyleyerek, “Özellikle bizim popülasyonumuzda genç hastalarımızda gözlük ve kontakt lens kullanımı da artmış durumda. Böyle olunca da son zamanlarda oldukça fazla talep görüyor. Fakat her hastaya uygulanacak bir tedavi olmadığı için dikkat edilmesi gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.