SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fatma Elif Yıldırım, aknenin (sivilce) sadece ergenlik döneminin sorunu olmadığını belirterek, “Akne tedavisinde başarıyı belirleyen en önemli faktör hasta uyumudur” dedi.
Ergenlerin yüzde 80-90’ında akne görüldüğünü ve 25 yaş üzeri kadınlarda da giderek artan bir sorun olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Yıldırım, bazen yenidoğan bebeklerde de akneyle karşılaşıldığını söyledi.
Akne tedavisine başlayan her hastanın, tedavinin kısa süreli olmadığı ve sabır gerektirdiğini bilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Yıldırım, şu bilgileri paylaştı:
“Tedavi başarısını belirleyen aslında hastanın kendisidir. Tedaviler genellikle 2 aydan sonra etki göstermekte, tedavi başlangıcında bazen sivilcelerde artış olabilmektedir. Hekimle doğru iletişimi sağlayabilmek de tedavi başarısını doğrudan etkilemektedir. Tedavi sonrası kontroller aksatılmamalıdır. ‘Beyaz önlük fenomeni’ dediğimiz bu durumda, hasta doktorunu gördüğünde, tedavi ile ilgili yaşadığı sorunları doktoruyla paylaştığında, daha başarılı sonuç alınmaktadır.”
"Kremler başlangıçta kuruluk ve tahriş yapabilir"
Özellikle tedavide kullanılan kremlerin başlangıçta deride kuruluk ve tahriş yapabildiğini anlatan Doç. Dr. Yıldırım, şöyle devam etti:
“Tahriş genellikle benzoil peroksit içerikli kremlerle daha fazla olabilmektedir. Kremleri çok az miktarda uygulamak gerekir. Bir mercimek tanesi krem tüm yüze yeterli olmaktadır. Kremler fazla uygulandığında daha çabuk iyileşme sağlanmaz. Kremler sivilcelerin üzerine tek tek değil sorunlu bölgenin tamamına sürülmelidir. Tahriş yoğun olduğunda ya da tedavinizde zorlandığınızda doktorunuzla iletişime geçmeniz daha sağlıklı olacaktır.
Ayrıca beslenme de önemli faktörlerden biridir. Sivilce tedavisi sırasında cips, kola, kuruyemiş, çikolata, kaymak gibi yağlı süt ürünleri sivilceleri artırabildiğinden tedaviyi olumsuz etkileyebilmektedir.”
"Akne tedavisindeki sistemik retinoidlerle ilgili merak edilenler"
Sistemik retinoidlerin, daha çok şiddetli sivilceli olgularda tercih edilen ancak tedaviye dirençli akne olgularında da önerebilen ağızdan alınan ilaçlar olduğunu ifade eden Doç. Dr. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Retinoid aslında A vitaminidir. Sistemik retinoidler ile ilgili en sık karşılaştığımız soru, bu ilacın kısırlık yapıp yapmadığıdır. Sistemik retinoidler kısırlığa yol açmamaktadır. Tedavi esnasında kadın hastalar hamile kalmamalıdır.
Bunun nedeni de A vitamini bebek organlarının oluşumunda en önemli vitaminlerdendir. Bu nedenle A vitamininin düşük ya da yüksek olması bebeğinize zarar verebilir. Erkekler için ise sperm oluşumuna bu ilacın herhangi bir etkisinin olmaması nedeniyle ilaç kullanırken çocuk yapmaları bir sıkıntı oluşturmamaktadır.”
İlaçların ortalama altı ay kullanıldığını ancak bu sürenin farklılık gösterebildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Yıldırım, şunları kaydetti:
“İlaç dozu kiloya göre ayarlanır. Özellikle kilolu hastalarda tedavi süresi uzayabilir. Sistemik retinoidlerin mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gerektiğinden, hastaların her ay düzenli doktor kontrolüne gelmesi gerekir. Belirli aralıklarda doktorunuz sizden kan tahlilleri isteyebilir. İlaç karaciğerden atıldığı için böbreklere bir zararı olmamaktadır. Kullanılan ilaç nadiren karaciğer testlerinde yükselmelere yol açabilmekle birlikte, kontrollere düzenli gelindiği takdirde kan testleri ile kolaylıkla fark edilebilir.”
"İlacın en sık görülen yan etkileri"
İlacın yan etkilerine değinen Doç. Dr. Yıldırım, “En sık gördüğümüz yan etki hastaların hemen hemen tamamında gördüğümüz dudak kuruluğudur. Buna yönelik nemlendirici öneriyoruz. Bunun dışında baş ve bel ağrısı gibi daha az rastlanan yan etkiler de görülebilmektedir” diye konuştu.
Doç. Dr. Yıldırım, son yapılan çalışmalara göre ilaç kullanımı sırasında lazer yaptırmanın riskli olmadığını da sözlerine ekledi.