Şanlıurfa’da yüksek sıcaklık şartlarına dayanabilen yerli ve milli pamuk tohumu geliştiriliyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünün (TAGEM) desteği ile Şanlıurfa’da bulunan GAP Tarımsal Araştırma Enstitüsü (GAPTAEM) Talat Demirören Araştırma İstasyonunda yüksek sıcaklığa dayanabilen verimli, erkenci ve kaliteli pamuk tohumu çeşitleri geliştiriliyor.
Dünyadaki küresel iklim değişimine bağlı olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesinde sıcaklığa alternatif olabilecek yüksek sıcaklığa karşı fizyolojik olarak en az olumsuz etkilenen, yüksek sıcaklıkta en yüksek verim ve kaliteyi verebilen pamuk tohumu çeşitleri geliştiriliyor. GAP Bölgesinin yüksek sıcaklığını temsil edebilen çeşitlerin oluşturulması için 3 yıldır fizyolojik parametre metotları kullanılarak ıslah çalışmaları sürdürülüyor. En elverişli yetişme sıcaklığı 35 derece olan pamuk bitkisinin, 47 buçuk derecenin üstündeki sıcaklıklarda fizyolojik dengesinde durmalar yaşanabiliyor.
GAP Bölgesinde nem ile birlikte 50 santigrat dereceyi aşan sıcaklıkta yapılan gözlem aşamalarında, sıcaklığa dayanan piyasadaki standart pamuk tohumu çeşitlerden daha verimli ve kaliteli veriler elde edildi. GAP Bölgesi Koşullarında Yüksek Sıcaklığa Tolerant Yerli Pamuk Çeşitlerin Islahı isimli projeyi yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Müslüm Coşkun, yapılan denemelerden elde edilen verilerin umut verici oluğunu vurgulayarak, "En iyi sıcaklığa dayanabilen verimli, erkenci ve kaliteli 3 tane parametreyi sağlayabilecek olan çeşitleri elde etmek umut var görünüyor. Son 5 yıldır da pamuk ıslahı üzerine çalışmaya başladım. Benim bulunduğum çalışma konumu şu an itibarıyla bölgede en fazla sorun olabilen, dünyadaki küresel iklim değişimine bağlı olarak bölgemizin de sorunu olan sıcaklığa alternatif olabilecek olan, sıcaklıkta fizyolojik olarak çok fazla etkilenmeden, verim kaybına uğratılmayan ve gerçekten bölgeyi temsil edebilen çeşitlerin oluşturulması için bir proje oluşturduk. Bu projemizin adı GAP Bölgesinde Sıcaklık Stresine Dayanıklı Pamuk Çeşitlerinin Islahı. Bu çalışmaya yaklaşık 4 yıl önce Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü ve bakanlığımıza bağlı oradaki kabullerden sonra başlandı” dedi.
Yerel tohumlar ebeveyn olarak kullanıldı
Dünyanın değişik yerlerinde sıcaklığa en fazla dayanıklı olan genotipleri getirdiklerini söyleyen Coşkun, “Şanlıurfa bölgemizde, GAP bölgesinde standart çeşit dediğimiz, bu alanda ticari çeşit olabilen, en fazla ekim alanı olan çeşitleri de ebeveyn olarak kullandık. Bunların melezlemelerini yaptık. İnşallah bölgemizi temsil edebilecek, sıcaklık stresine dayanıklı çeşidi bizim öz, kendi bölgemizin çeşidi olabilecek olan pamuk çeşidini bölgeye kazandırmış olacağız” ifadelerini kullandı.
Sıcaklık stresini ölçen alet ve ekipmanları da devreye koyduk
Ölçümlerin teknolojik olarak gerçekleştirildiğini söyleyen Coşkun, “Duygusal olarak ya da gözlemlerimizle, organlarımızla değil de işin içerisine sıcaklık ölçüm parametrelerini koyduk. Belli dönemlerde burada elde etmiş olduğumuz yaprak numunelerini laboratuvarlara götürerek bilimsel analizleri yapıyoruz. Bunları her yıl rastgele olmayacak şekilde yapmaya devam edeceğiz. 3 ya da 4 yılın ortalaması bize 15 tane kombinasyon çıkaracak. Bu elde etmiş olduğumuz kombinasyonların içerisinde öne çıkan 3 ya da 4 tane ürün olacak. Bunları nasipse tescile sunacağız” şeklinde ifadelere yer verdi.
Sıcaklık ile kuraklığın aynı olmadığını dile getiren Coşkun, “Kuraklıkla sıcaklık birbiriyle genelde karıştırılan kavramlar. Siz kuraklığı sulamayla giderebiliyorsunuz ama sıcaklığı sulamayla, ortadan kaldırmanız mümkün değil. Bizim buradaki birinci amacımız ileride iki derece yada üç derece sıcaklığın artışı durumunda hiçbir çeşit bu bölgede yeşeremiyorken, pamuk anlamında söylüyorum, bazı pamuklarımız ben bu sıcaklığa dayanırım, ben bu sıcaklıkta da yetişmeye devam ederim, üreticimi zorda bırakmam denebilecek olan çeşidi bulmaya dönüktür” diye konuştu.