Haber7-ÖZEL
Kuruluşundan bu yana özellikle savunma sanayi alanında dışa bağımlı olan Türkiye, son 20 yılda yapılan hamlelerle prangalarını kırararak bir üst lige çıktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde sergilenen net siyasi duruşla birlikte Türkiye, savunma sanayi alanında eşi benzeri görülmemiş bir ivme yakaladı. Türkiye kara, deniz ve son olarak Milli Muharip Uçak KAAN'ın uçurulmasıyla birlikte havada da dışa bağımlılığını sona erdiriyor.
20 YILDA MÜTHİŞ SIÇRAMA
2000'li yıllara kadar askerlerin elindeki hafif tüfeklere varana kadar hemen hemen tüm silah sistemini yurt dışından ithal eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 2002'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğine girmesiyle büyük bir değişim yaşadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın savunma sanayindeki tavrı Türkiye'nin son 20 yılda büyük bir atılım gerçekleştirmesini sağladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararlılıkla arkasında durduğu 'kendi silahlarımızı kendimiz üretmeliyiz' sözleri karşılık buldu. Son 20 yılda savunma sanayiinde yerlilik oranı yüzde 20'den yüzde 80'e ulaştı. Savunma sanayindeki proje sayısı ise 12 kat yükselerek 66'dan 793'e yükseldi. Türkiye bu dönemde kendine silah üretmesinin yanında dünyanın önemli silah ihracatçısı ülkelerinin arasına girdi. Savunma ve havacılık ihracatı 17 kat artışla, 4,4 milyar dolara yükseldi.
KARADA YERLİ SİLAHLAR
Türk askerinin dışa bağımlılığına vurduğu darbe öncelikle Kara Kuvvetleri'nde kendini gösterdi. 1970'li yılların sonundan 2000'li yılların başına kadar Türk askeri ABD ve Batı tarafından üretilen silahlarla savunmasını gerçekleştirirken, bu döngü yerli savunma sanayine ağırlık verilmesiyle sonlandı.
TSK'da en ağırlıklı kullanılan tüfek olan G-3'ler yerini yerli üretim Milli Piyade Tüfeği MPT-76 ve MPT-55'lere bıraktı. Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE) tarafından tasarlanan yüksek atış kabiliyeti, benzerlerine göre hafif ve etkili bir silah olan MPT'ler 2016 yılından şu ana kadar 70 bin adet olmak üzere birliklerimize teslim edildi.
NATO'nun 58 standart testini başarıyla geçen dünyadaki tek silah olma özelliğine sahip yerli tüfek MPT-76 sonrası yerli keskin nişancı tüfeği KNT-76 ve BORA-12 gibi silahlar, piyade kuvvetlerinin temel enstrümanı haline geldi.
Yakın bir tarihte üretimine başlanacak olan Altay Ana Muharebe Tankı ve Altay Asimetrik Muharebe Tankı; Ejder Yalçın, Kirpi, Pars gibi zırhlı personel taşıyıcılar (ZPT), Korkut ve Kaplan gibi ZMA’lar (zırhlı muharebe aracı), bu araçlar için ATGM ve AKKOR gibi aktif-pasif koruma sistemleri, kara platformlarında üretilen ve üretilmekte olan yerli-millî savunma sanayiinin öne çıkan çözümlerinden bazıları olarak öne çıkıyor.
DENİZDE YERLİ SAVAŞ GEMİLERİ
Türkiye'nin savunma sanayinde yerlileşmesi ve Mavi Vatan'ın korunması için de son yıllarda büyük hamleler yapıldı. Tasarımında stealth teknolojisi prensiplerinin kullanıldığı, denizaltı savunma harbi ve açık deniz devriye görevlerini icra edebilen yerli Türk savaş gemisi geliştirmek için başlanılan MİLGEM Projesi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığı iş birliğiyle yürütülmeye devam ediyor.
Türkiye çok sayıda yerli üretim gemisini Deniz Kuvvetleri'ne kazandırdı. Dünyanın ilk SİHA gemisi ve Türk Deniz Kuvvetleri'nin en büyük gemisi ünvanına sahip TCG Anadolu ile birlikte ADA sınıfı 5 MİLGEM, 2 çıkarma gemisi ve çok daha fazlası da milli imkanlarla Mavi Vatan savunmasına kazandırıldı. Yerli üretim savaş gemileri dost ve müttefik birçok ülkeye de ihraç edildi.
TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi için de önemli adımlar atılıyor. denizi bir kalkan gibi kullanarak çeşitli güdümlü mermilerin, anakaraya ulaşmadan tespitini ve imhasını gerçekleştirecek TF-2000 HSHM muhripleri, MİLGEM Programı’nın en yüksek deplasmanlı gemileri olacak.
HAVADA PRANGA KIRILDI
Türkiye savunma sanayinde dışa bağımlılığı bitirmek son hamlesini havada yaptı. Türkiye İHA'lardan SİHA'lara, yerli taaruz helikopterinden ilk milli helikopter GÖKBEY'e ve hava savunma füzelerine kadar birçok gelişmeyi peş peşe yaşadı.
Üretimi tamamlanan ilk T-129 ATAK helikopteri 28 Eylül 2009'da uçtu. Baykar'ın ürettiği Bayraktar TB2 SİHA'lar dünyanın takdirini toplarken toplamda dost ve müttefik 33 ülkeye ihracatı gerçekleştirilerek dünyanın en fazla satılan SİHA'sı oldu. Türkiye'nin ilk insansız jet motorlu savaş uçağı olan KIZILELMA uçuşa geçti. Diğer taraftan ise taksi testleri tamamlanan bir diğer insansız jet olan ANKA-3'ün ilk uçuşu gerçekleşti. İlk jet motorlu uçak HÜRJET ve Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri ATAK-2 de uçuşlara başladı.
Öte yandan yerli üretim hava araçlarımızda yerli motorlar da kullanılmaya başlandı. TEİ tarafından geliştirilen milli motor TS-1400 tamamı özgün ilk milli helikopter GÖKBEY'i havalandırdı.
HAVA SAVUNMA FÜZELERİ ÜRETİLDİ
Son 20 yılda marka haline gelen Türkiye, savunma füzelerinde de dosta güven düşmana korku veren konuma ulaştı. Hava savunması sıfıra yakın olan Türkiye yapılan yatırımlarla peş peşe çok sayıda füze üretti. Türkiye; Atmaca, Bozdoğan, Cirit, Çakır, Gökdoğan, Göktuğ, Hisar, ve SOM füzeleri gibi çok sayıda savunma sistemini envanterine kattı.
KAAN'LA ZİNCİR TAMAMEN KIRILDI
Türkiye'nin kara ve deniz gücünde emperyal güçlere bağımlılığını sona erdirmesi ile birlikte hava gücünde yaşanan gelişmelerin ardından son zincirde kırıldı. Bugüne kadar kendi helikopterini, SİHA'sını, füzesini ve insansız savaş uçağını üreten Türkiye'nin son ekisiği olarak yerli savaş uçağı gösteriliyordu.
Türkiye'nin hava kuvvetlerinde taaruz savaş uçağı eksiği 5. Nesil Milli Muharip Uçak KAAN'la birlikte son buldu. Tasarım çalışmaları 29 Eylül 2013'te tamamlanan KAAN, 21 Şubat 2024'te ilk uçuşunu gerçekleştirerek Türk savunma sanayinin dışa bağımlılığının tamamen sona ermesinin göstergesi oldu. KAAN'ın ilk uçuşu sonrası Türkiye dünyada 5. nesil uçak üretebilen 5 ülkeden biri oldu.
Hava-hava ve hava-yer hedeflerine taaruz imkanı sağlayan KAAN'la birlikte, Türkiye bölgenin en güçlü hava kuvvetlerine sahip ülkelerinden biri olacak.
İlk uçuşunda 13 dakika havada kalan KAAN, 8000 feet irtifaya çıkarak 230 knot hıza ulaştı. TUSAŞ, 2028 yılında Hava Kuvvetlerine toplam 20 KAAN uçağı teslim edileceğini duyurdu.