“Şule Yüksel Şenler Hanımlar Konağı”, Emine Erdoğan’ın katıldığı törenle Esenler’de açıldı. Törende konuşan Emine Erdoğan “Şule Yüksel Şenler gibi abidevi şahsiyetlerden ilham alan kadınlarımızın sayılarının artmasını canı gönülden diliyorum. Vefatından sonra bile ardında bıraktığı miras ile hayatlara dokunmaya devam eden Şule Ablayı, daima özlemle anıyorum” dedi.
Esenler Belediyesi, yapımı 2020 yılında tamamlanan ve bin kişilik kapasitesiyle hanımların ikinci evi olacak Şule Yüksel Şenler Hanımlar Konağı’nın açılışını gerçekleştirdi. Adını, Anadolu’yu karış karış gezerek verdiği konferanslarla 1960 ve 1970’li yıllara damga vuran başörtüsü mücadelesinin simge ismi gazeteci-yazar Şule Yüksel Şenler’den alan konağın açılışı, Şule Yüksel Şenler Vakfı Onursal Başkanı Emine Erdoğan’ın katılımıyla yapıldı. Açılış törenine, İstanbul Valisi Davut Gül, İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, Şule Yüksel Şenler Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Leyla Şahin Usta, AK Parti İstanbul milletvekilleri ve çok sayıda Esenlerli kadın katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan tören açılış konuşmalarıyla devam etti.
“Hukuk dışı uygulamalara maruz kaldı”
Törende konuşan Emine Erdoğan, “Bu toprakların yetiştirdiği büyük şahsiyetlerden Şule Yüksel Şenler’in Rabbine kulluk etmekten başka gayesi yoktu. En çetin meşakkatlerin üstesinden, imanının kudretinden damıtılmış en ince zarafetle geldi. ‘İnsanların en hayırlısı, onlara en faydalı olanıdır,’ düsturunun cisimleşmiş haliydi. Onun inancı ile olan bağı, çağı algılayışına nüfuz etmiş hakiki bir imanı beraberinde getirmişti. Bu imanın nuru ile çağın tüm klişe ve önyargılarını yerle bir etmiş, dindar gençlere umut ve dirayet aşılamıştı. Şehirli ve sanatkar ruhlu bir kadın olarak, Müslüman kimliğinden ödün vermeden yaşamak istiyordu. Ne var ki hayatı Türkiye’nin darbelerle şekillendirilen en çalkantılı dönemlerine denk gelmişti. Talepleri meşru hakkı olmasına karşın maalesef hukuk dışı uygulamalara maruz kaldı. Özgürlük arayışı onu tarihe geçen bir mücadeleye sevk etti. Yaşadığı bütün çileler bir yana onun için önyargılara mahkum edilmek duvarların arkasına hapsedilmekten çok daha zordu” dedi.
“Mücadelesini iki cephede birden sürdürmek durumunda kalmıştı”
Şule Yüksel Şenler’in hayatı boyunca, mücadelesini iki cephede birden sürdürmek durumunda kaldığını ifade eden Erdoğan, “Sanıldığının aksine sadece medeniyeti giyimle özdeşleştirenlerin hedefinde değildi. Dindarlığı kadını eve hapsetmek sananlardan gördüğü tepki onu çok yaralamıştı. Gazeteci ve hatip olarak dışarıda çalışması nedeniyle de acımasızca eleştiriliyordu. Şule Abla yoruldu ama yılmadı. Zarafeti ve sabrıyla gönüller fethetti. Zaman geçtikçe inançlıların ötekileştirilmesine karşı duruşu memleketin her köşesinde karşılık bulmaya başlamıştı. Kamusal alanın dışına hapsedilen Müslümanlara aşıladığı özgüven ile pek çok insanın hayatına dokundu, dönüm noktası oldu” şeklinde konuştu.
“Dinin zamanlar ötesi olduğunu hatırlatmıştı”
Şenler’in hayatından söz eden Erdoğan, “Hayatı, mücadelenin ve azmin tanımı gibiydi. Modern bir ailede yetişen genç bir kadının, Allah’ın emrine ‘çağın icaplarından’ daha fazla değer vermesi ona yöneltilen tepkileri çok daha keskinleştiriyordu. Çünkü İslam’ı yaşamanın her çağda mümkün olduğunu göstermiş, dinin zamanlar ötesi olduğunu hatırlatmıştı. Şule Yüksel Şenler, Müslümanların zayıf noktası haline getirilen, adeta dışlanma sebebine dönüştürülen başörtüsünü görünür kılmakla kalmamıştı. İşlevinden ve anlamından ödün vermeden çağdaş bir yorum kazandırmıştı. ‘Ya inandığın gibi yaşarsın, ya da yaşadığın gibi inanırsın’ sözünün somut örneği olmuştu. Onun sayesinde kadınlarımız aktif ve üretken sosyal yaşam ile inançları arasında bir tercih yapma mecburiyetinden kurtuldular. Sözleriyle eylemlerinin uyumu neticesinde, kadınların özgürlüğü için yaptıklarının hayırlı neticelerine daha yaşarken tanık oldu” şeklinde konuştu.
“İlham olmaya devam ediyor”
Şule Yüksel Hanımlar Konağı’nın açılışı hakkında konuşan Erdoğan, “Hepimizin Şule Ablası, Şule ablamız, kalbi onun gibi zarif bir aşkla çarpan samimi inananları vefatından sonra da bir araya getirmeyi sürdürüyor. Faydalı hizmetler ve hayırlı işlerde bulunan güzel gönüllü dostlara, aklıselim, kalbi selim ve zevki selim ile ilham olmaya devam ediyor. Bu çerçevede Şule Yüksel Şenler Vakfı’nı ona ve temsil ettiklerine duyduğumuz gönülden vefanın göstergesi olarak kurduk. Adına açılan okullar, yurtlar, merkezler ile mirasının yaşatıldığına şahitlik etmekten mutluluk duyuyorum. Bugün Esenler Belediyesi ile açılışını yaptığımız Şule Yüksel Hanımlar Konağı, hanımlarımıza kendilerini her alanda geliştirebilmeleri, emniyet ve rahatlık içinde çocukları ile verimli zaman geçirebilmeleri için çeşitli eğitim ve faaliyetler sağlayacak” dedi.
“Şule Ablayı, daima özlemle anıyorum”
Erdoğan konuşmasının devamında, “Bu çok yönlü hizmet anlayışının Şule Yüksel Şenler’in her şeyi kendi bünyesinde birleştiren tutumunun ve bizlere her alanda neyi nasıl yapmamız gerektiğine dair yol gösterici rehberliğinin bir yansıması olduğunu düşünüyorum. Şule Yüksel Şenler gibi abidevi şahsiyetlerden ilham alan kadınlarımızın sayılarının artmasını canı gönülden diliyorum. Vefatından sonra bile ardında bıraktığı miras ile hayatlara dokunmaya devam eden Şule Ablayı daima özlemle anıyorum. Ne mutlu ki yüreklere ektiği tohumların yeşerdiğini ve açtığı yolda kararlılıkla yürüyecek özgürlük savaşçıları bıraktığını bilmenin, huzuruyla sırlandı. Bu güzel duygularla sözlerime son verirken başta Esenler Belediyesi ve Şule Yüksel Şenler Vakfı olmak üzere organizasyonda emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Konuşmaların ardından Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Emine Erdoğan’a Şule Yüksel Şenler’in portresinin bulunduğu tabloyu hediye etti. Okunan dualarla beraber kurdele kesimi gerçekleştirildi. Daha sonra Emine Erdoğan ve beraberindekiler Şule Yüksel Şenler Hanımlar Konağı’nı gezdi.