Tasarruf alışkanlıkları ile ilgili yapılan araştırmalar ve altın yatırımına ilişkin son verilere ilişkin açıklamalarda bulunan Birevim Genel Müdürü Av. Mahir Orak, enflasyona rağmen Türkiye’de tasarrufun arttığını fakat yatırımların ekonomik sisteme dahil edilmediğini, yastık altında atıl halde bekletildiğini söyledi.
Tasarruf Eğilimleri Araştırmasının sonuçlarına ilişkin verileri aktaran Av. Mahir Orak, “Türkiye’de 5 kişiden biri tasarruf yapıyor. Kadınlarda tasarruf sahipliği oranı yüzde 14 iken, Erkeklerde yüzde 24 civarında. Çocuklu bireylerde tasarruf sahipliği ortalama yüzde 16 seviyesinde iken, çocuksuz bireylerde bu oran yüzde 24 seviyelerinde. Türk insanının en önemli tasarruf yapma nedeni ise konut ve araç sahibi olmak ve geleceğe yatırım” dedi.
Tasarruf tercihinde ‘altın’ ilk sırada
Türkiye’de geleneksel yatırım aracı olarak altın tercih edildiğini belirten Orak, “Dünya Altın Konseyi verilerine göre Türkiye’de yastık altında 3 bin 500 ton altın bulunuyor. Başka bir söylemle yastık altında ekonomiye kazandırılamayan ve kayıt altına alınamayan 350 milyar TL uyuyor. Türkiye’de 20 milyon 200 bin hane olduğu düşünülürse, bu rakam hane başına 105 adet çeyrek altına denk geliyor. Öte yandan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre; Türkiye’de bankalarda, yılın 6 aylık döneminde biriken altın mevduatı, yüzde 55,3 artarak 699 milyar 980 milyon lira seviyesine yükseldi” dedi.
“Yastık altında bekleyen altın kişiye de ekonomiye de fayda sağlamıyor”
Av. Mahir Orak, “Tasarrufu olanların tasarruf aracı tercihlerinde yastık altı altın ve nakit ortalama yüzde 25 ile ilk sırada yer alıyor. Kayıt altına alınamayan ve durgun halde bekleyen bu yatırımlar, enflasyonist ortamda karşılığını bulmuyor ayrıca milli ekonomiye de katkı sağlamıyor. Dolayısıyla öncelikli amacımız, ülke ekonomisini güçlendirmek olmalı. Ekonomisi güçlü olan ülkelerin vatandaşlarının refah seviyesi de yüksek olur” diye konuştu.
Bugünün ekonomik şartlarında tasarruf yapmak mümkün mü
“Bugünün ekonomik şartlarında yapılabilecek en akıllı hamle, tasarruf yapmak” diyerek sözlerine başlayan Av. Mahir Orak, “Enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde tasarruf yapabilmek zor fakat biz Türk milleti olarak zor şartlar altında dahi tasarruf etmeyi başarabilen bir toplumuz. Mühim olan akıllı tasarruf yapabilmektir. Yani tasarrufun ilk adımı, bilgi birikimini artırmaktır. Tasarruf, ‘tüketmemek’ ya da ‘harcamamak’ değil, akıllı tüketim alışkanlığı kazanmaktır. Öte yandan ihtiyaç ve isteklerin analiz edilmesi ve ihtiyaç dışı harcamaların minimize edilmesi gerekir. Finansman ihtiyacı söz konusu olduğunda, yüksek faizli finansman alternatifleri yerine, birden fazla insanın kendi birikimlerini bir araya getirerek oluşturduğu faizsiz sistemler değerlendirilmelidir. İsrafa sebebiyet verecek her türlü davranıştan kaçınmamız, hem bireysel hem de toplumsal refahımız için kritik öneme sahiptir” dedi.
Tasarruf yaparak ev ve araç almak mümkün mü
Av. Mahir Orak, “Tasarruf, bireylere finansal özgürlüğün kapısını açar. Fakat tam anlamıyla özgürleşebilmek için tasarrufu ekonomik sisteme dahil etmek ve planlı hale getirmek gerekir. Tasarruf Finansmanı tam da bu aşamada vatandaşımızın imdadına yetişiyor. Konut, araç ya da çatılı iş yeri sahibi olmak için finansmana ihtiyaç duyan vatandaşlarımızı bir araya getiren ve birlikte tasarruf yaparak hedeflerine ulaşmalarını mümkün kılan Tasarruf Finansmanı, tercih edilmesi en mantıklı finansal yöntem olarak ön plana çıkıyor. Bireysel tasarrufların ekonomiye katılması, ülke ekonomisini de güçlendiriyor. Bugünkü ekonomik şartlar düşünüldüğünde konut ya da araç almak ancak ve ancak tasarruf ile mümkün ve kolay. Biz Birevim olarak, 8 yılda 250 bine yakın aileyi tasarruf sahibi yaptık. 80 bini aşkın ailenin konut, taşıt ve çatılı iş yeri finansmanlarının teslimatını gerçekleştirdik. Her ay ortalama 2 bin aileye finansman teslimatı yapıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.