Bartın’da Zafer Parti İl Başkanlığı’nı yürüten 24 yaşındaki Yusuf Aksoy, Türkiye’nin aktif en genç il başkanı olarak gençlere örnek oluyor. Köylerini ziyaret eden kaymakama özenerek genç yaşta siyasete atılan Aksoy, eğitim ve siyasi hayatını birlikte yürütüyor.
2000 yılında Bartın’ın Ulus ilçesine bağlı Üçsaray köyünde üç çocuklu bir ailenin son çocuğu olarak dünyaya gelen Yusuf Aksoy, fırınlarda ekmek ustalığı yapan babasının emekli olduğu tarihe kadar İstanbul’da yaşadı. Küçük kardeşinin rahatsızlığı nedeniyle ailesi ile birlikte Bartın’a dönerek, köyünde yaşamaya başlayan Yusuf Aksoy, ilk ve orta öğretimini Zafer Ortaokulu’nda gerçekleştirirken, liseyi ise Köksal Toplan Anadolu Lisesi’nde tamamladı.
Çocukluk döneminde ailesinin devlet memurlarına gösterdiği hürmet, sevgi nedeniyle bürokrasi ve siyasete merak salan Aksoy, köylerini ziyaret eden bir kaymakama özenerek siyasete yöneldi. Bir taraftan üniversitede eğitim hayatını sürdüren Aksoy, çocukluk yaşlarından itibaren ise siyasi partileri yakından takip ederek, adaletin, haklının ve mazlumun yanında durabilmek için büyük çaba içerisine girdi. Siyaseti makamlara götüren araç değil, memleketi güzelleştirebilme aracı gören ve bu şekilde hareket etmeye çalışan Aksoy, samimi ve dürüst politikalarla Bartın’da Zafer Partisi İl Başkanlığı sorumluluğunu üstlenmek için harekete geçti. Aksoy, 6 ay önce yapılan ve tek liste ile girilen seçimlerde il başkanı oldu. Yaklaşık 6 aydır başarılı bir şekilde yürüten Aksoy, Türkiye’nin en genç aktif il başkanı olarak, 31 Mart Yerel Seçimler nedeniyle çalışmalarına hız verdi. Devletini ve milletini çok seven Aksoy, güçlü iletişim, samimi ve dürüst tavırlar, planlı ve sürdürülebilir hareket gibi düsturlarla yoluna devam ederken, hem söylemleri hem de tavırları ile gençlere de örnek oluyor.
Her yaş grubundaki insanların görünce şaşırdığı ve devlet, millet tutkusu ile dikkatini çeken Aksoy, gençlere verdiği mesajda ise, "Gençler olarak bu ülkenin gerçekten yarınları bizleriz. Bizlerin sorumluluğu vatandaşlık bağıyla hukuken, aidiyet açısından ahlaken bağlı olduğumuz devletimizin gelişmesi, ilerlemesi için mücadele etmektir. Ve sanılanın aksine benim gördüğüm Türk Gençliği büyük ölçüde bu sorumluluğu benimsemiş durumdadır. Yaşın değil, bilginin önemli olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu yüzden gençlerimizin üretkenliğinin ve yeterliliğinin fazlasıyla karşılığını aldığına ve daha da alacağına inanıyorum. Gençler olarak aslında bizler yarınlardan umutlu olmalıyız çünkü yarınlar biziz" dedi.