Aydın Valisi Yakup Canbolat 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Vali Canbolat mesajında, “Şanlı bir tarihe ve yüksek bir medeniyet birikimine sahip yüce milletimizin bayramını, özgürlük ve bağımsızlığımızın simgesi Cumhuriyetimizin 100. yıldönümünü kutlamanın gururu, heyecanı ve bilinci içindeyiz. Bunu sizlerle paylaşmaktan onur ve mutluluk duymaktayım. Yok edilmek istenen Yüce Türk Milletinin, tarihte eşine rastlanmayan bir kahramanlık destanı yazarak gerçekleştirdiği Milli Mücadele sonunda kurduğu Cumhuriyet, Türk Milletinin binlerce yıllık tarihi boyunca, gerçekleştirdiği en büyük atılım, en muhteşem zirvedir. Cumhuriyetimizin kuruluş süreci de Milli Tarihimizin kaydettiği en büyük ve en şanlı mücadeleden biri olmuştur. Bu mücadele; toplum olarak yakılmış yıkılmış istila edilmiş bir coğrafya üzerinde yeniden dirilişimizin ifadesidir. Cumhuriyet çalışmanın, kararlılığın, azmin, birlik olmanın, yeniden doğmanın tarihidir. Cumhuriyet, vatan için siper edilmiş göğüslerin, kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla birleşmiş yüreklerin ve bağımsızlık yolunda kenetlenmiş ellerin tarihidir. Şüphesiz ki, Cumhuriyet insan onuruna ve yaradılışına en yakışan bir rejim; farklı kültür, inanç ve düşüncelerin teminat altına alındığı, birlikte var olma ve ortak yaşama kararlılığıdır. Onu ideal yapan milli iradeyi esas alması, başka hiçbir güce dayanmamasıdır. Cumhuriyet bir değerler bütünüdür; kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesi kucaklayan, birinci sınıf vatandaş olarak gören, farklılıkları ortak zenginlik olarak tanımlayan, toplumun bütün unsurlarını kavrayan bir yönetim biçimidir. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan Cumhuriyetin, geride kalan 100 yılı tam olarak bir uygarlık öyküsüdür. Büyük Önderin gösterdiği çağdaş uygarlık seviyesini aşma hedefinin; ekonomik gelişmenin Anadolu’nun her bölgesine yayılması, hukukta evrensel değerlere ulaşılması ve hukukun üstünlüğünün hâkim kılınması, insan hakları ve örgütlenme hakkının en üst düzeyde kullanılması ve kişi özgürlüğüne dayalı çoğulcu demokrasinin uygulanması şeklinde gerçekleştiğini hep birlikte görmekte ve yaşamaktayız. Bugün için görevimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, birliğini ve bütünlüğünü esas almak kaydıyla, küreselleşme sürecini doğru tanımlayıp konumumuzu iyi belirleyerek, ulusal çıkarlarımızı en üst düzeyde korumak, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına dayalı demokrasimizi daha ileri bir seviyeye taşımak, sosyal, kültürel ve ekonomik yönden bölgemizde ve dünyada gelişmiş ülkeler seviyesini aşmak olmalıdır. Aynı zamanda Cennet Vatanımızı istila etmek, Aziz Milletimizi tarih sahnesinden silmek için uğraşan iç ve dış şer güçlere karşı, geçmişten aldığımız ilhamla birlik ve beraberlik içinde mücadele etmek tarihi bir sorumluluktur. Tıpkı Malazgirt’te, 1453 İstanbul Surları önünde, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşında ve 15 Temmuz hain darbe girişiminde olduğu gibi milletçe el ele omuz omuza vererek, düşmanlara haddini bildirmek için bir ve beraber olmalıyız. Bu duygu ve düşüncelerle Aziz Milletimin ve Aydınlı hemşehrilerimin bayramını kutluyor, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi şükran ve minnetle anıyorum” dedi.