17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonrasında kurulan Yalova Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği 500’ü aşkın gönüllüsüyle beklenen Marmara Depremi’nde can kaybının en aza indirilmesi adına çalışmalar gerçekleştiriyor.
Dernek Başkanı Sabri Karaçam, 1983 Erzurum, 1992 Erzincan ve 1999 Marmara depremlerini bir bir yaşadı. 2006’da "Mahalle Afet Gönüllüsü" olduktan sonra derneğin başkanlığına Karaçam ve ekibi gönüllülere arama kurtarma eğitimi verirken okullarda afet bilinci eğitimiyle deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılacak davranışlar hakkında bilgilendiriyor.
Erzincan depreminden sonra iş yerlerinin yıkılmasıyla Yalova’ya geldiğini ve burada da depreme yakalandığını anlatan Karaçam, insanlara daha şuurlu şekilde yardım etmek amacıyla eğitimler aldığını kaydetti. Karaçam, daha sonraki süreçte dernek olarak insanları afetlere karşı bilgilendirmeyi ve onları arama kurtarma eğitimi vererek yaşanacak can kayıplarını en aza indirgemeyi istediklerini söyledi.
“1999 depremi Türkiye için bir milat oldu”
Karaçam, 1999 Marmara Depremi öncesi insanların deprem hakkında pek bir bilgisi olmadığını belirterek, “1999 depremi Türkiye için bir milat oldu. Daha sonra eğitimler, çalışmalar başladı ve bu noktaya kadar geldik. İnsanlarımıza yılladır şunu söylemeye çalıştık. Arkadaşlar deprem olursa alan büyük, yardıma gelecek hiç kimse bulunamayabilir. Çünkü alan büyük. 6 şubatta yaşadığımız Kahramanmaraş depremi o gerçeği gösterdi. Gerçekten kağıt üzerinde ne kadar hazır olsak bile Kahramanmaraş’ta gösterdi hazır değiliz. Bu toplanma alanlarından tutun, kurtarmayla ilgili birimlerde kesinlikle hazır değiliz. Biz beklenen Marmara Depremi’ne daha iyi hazırlanmak için çalışmalarımızı sürekli sürdürüyoruz” dedi.
İlk yardıma çıkanlar mahalleli
Dünyada ve Türkiye’de oluşan depremlerde ilk yardıma çıkanların her zaman mahalleliler olduğuna vurgu yapan Karaçam, şöyle konuştu:
“Mahalleli çıkıyor eşine, dostuna yardım ediyor. Yani hiçbir şey bilmese dahi enkazın üstekileri çıkarmaya çalışıyor. Buradan esinlenmiş bir yapı sistemi. Biz o mahalleliye eğitim vererek, kurtarmayı öğreterek, deprem anındaki davranış şekillerini öğreterek ekibin içine alıyoruz. Şuanda 15 yerleşim biriminde Yalova’da görev yapıyoruz. Konteynerlerimiz var. İçinde arama-kurtarma ekipmanları var. Gönüllüler çıkış kendi mahallelerinde çalışmalara başlıyor. Biz daha önce hafif arama kurtarma şeklinde çalışıyorduk ama bize hem İzmir’deki, hem Maraş’taki deprem şunu gösterdi ki, hafif arama kurtarma değil, daha da ağırına çalışabilme yeteneğine sahip olmamız gerekiyor. Biz 10-12 yıl önce acil müdahale ekibi kurduk. Ekip normal gönüllülerin aldığı eğitimin bir üst eğitim almış grup.”
“Marmara gibi bir yerde herkese ihtiyacımız var”
Gönüllülerin yeteneğine göre herkese bir görev verdiklerini anlatan Karaçam, “Böyle büyük, Marmara gibi bir yerde herkese ihtiyacımız var. Gönüllü sayımız 500’ü geçkin vaziyette. Maraş depreminden sonra 200 kişilik bir gruba eğitim verdik. Şimdi onları tatbikatlarla afetler hazırlamaya çalışıyoruz. Merkezde 8 tane, ilçe ve beldelerle toplam 15 tane konteynerimiz var. Marmara Depremi’nde insanların nasıl yardımcı olacağımızın hesaplarını yapıyoruz. Keşke deprem olmasa ama bu kaçınılmaz bir gerçek” dedi.