?>

İKİ SİNİ LAHMACUN

İbrahim Alisinanoglu

1 yıl önce

Rivayet odur ya…Yıllar önce Gaziantep yöresinde büyük bir kuraklık olmuş. Alleben’in suyu kesilmiş, pınarlar kurumuş. Tarladaki ürünler susuzluktan kavrulmuş, bostandaki sebzeler, bahçedeki meyve ağaçları çiçek açamadan dökülmüş. Hayvanlar kırılmış, insanlar susuzluktan kıvranır hale gelmişler. Halk bakmış ki olacak gibi değil, soluğu Ali Baba’nın dergahında almışlar. Ali Baba’ya dertlerini anlatmış, yardım istemişler. “Susuzluktan yandık kavrulduk. Senin duaların kabul olur, Acı ne var bize de dua etsen de Rabbim bize bol yağmur verse, şu kuraklıktan kurtulsak!” demişler.

Ali Baba cemaate bakmış. Sonra “Siz yeri gidin iki sini lahmacun yaptırın, onu da alın Keleş Hoca Mağarasındaki avratlara götürün, verin. Lahmacunu yesinler, size de dua etsinler!” demiş.

Ahali Önce tereddütte kalsalar da çaresiz ertesi gün iki sini lahmacunu yaptırmış, yanına da iki külek yoğurt koyup, aralarından seçtikleri birkaç kişi eşliğinde lahmacun dolu sinileri Keleş Hoca mağarasına göndermişler.

Keleşoğlu mağarasında o zamanlar "hayat kadınları" yaşarmış. Mağaradaki kadınlar lahmacunu görünce; “Ağalar hayırdır, nedir bu? Kimden, Nereden geliyor bu lahmacun?” diye sorduklarında, onlarda; “havalar çok kurak gidiyor. Susuzluktan kırıldık… Bu lahmacunları sizin için yaptırdık, afiyetle yiyin, Rabbimizin yağmur vermesi için acı siz de dua edin!” demişler.

Kadınlar “tamam” deyip, lahmacun sinilerini almışlar. Adamları gönderdikten sonra da hepsi bir araya gelip yoğurdu ayran etmiş, lahmacunu da afiyetle yemişler. Yemeğin ardından da hep birlikte ellerini semaya kaldırıp, ağlaşarak; “Rabbim kulların susuzluktan kırılıyor! Senin rahmetin çok, suyun bol!... Bize bol yağmur ver, börtü böceği, ağacı çiçeği, şu fakir kullarını susuzluktan kurtar!” Diye dua edip, hep bir ağızdan “âmin!” Demişler.

Aradan iki gün geçmeden gök gürlemiş, şimşekler çakmış, gökten boşalırcasına bir yağmur yağmaya başlamış. Dereler akmaya, pınarlar coşmaya başlamış, şehir susuzluktan kurtulmuş.

Ahali olup bitene şaşmış kalmış. Soluğu Ali Baba’nın yanında almışlar. Ali Baba'ya “bu nasıl iştir?” diye sorduklarında Ali Baba.; “Onlar kader kurbanları, samimi insanlar. O kader kurbanlarının duası kabul olmayacak da, bizim gibi günahkarların mı!” demiş.

Cemaat sessizliğe bürünmüş, geldikleri gibi çıkıp gitmişler.

Yazan: Ibrahim Alisinanoğlu-Gaziantep Miş Miş 

Fotoğraf: İ.Alisinanoğlu .Fırında lahmacun-2020

NOT.BU YAZI KAYNAK GÖSTERİLMEDEN PAYLAŞILAMAZ.

YAZARIN DİĞER YAZILARI