Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın (DTSO) paydaşlarıyla faaliyete koyduğu Gastro İnovasyon Merkezine gelen kadın kursiyerler, 450 saatlik eğitimle ortalama 4 bin 500 civarında ürünün gen kaynağına ev sahipliği yapan Mezopotamya’nın lezzetlerini geleceğe taşıyıp iş hayatına adım atacak.
DTSO’nun Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı’ndan aldığı destek, Kalkınma Ajansı desteği ile Mezopotamya Gastro Diyarı markası ile kurduğu eğitim, yöresel yemek üretim, sunum, yöresel ürün satış noktası, tadım ve deneyim alanlarından oluşan Gastro İnovasyon Merkezi faaliyetlerine başladı.
Merkez bünyesinde Birleşmiş Milletler ve Sabancı Vakfı iş birliğinde yürütülen Geleceğini Kuran Genç Kadınlar Projesi çerçevesinde eğitimler devam ediyor.
Eğitimler çerçevesinde 18-30 yaş aralığındaki 30 kursiyer, haftanın 5 günü günde 8 saat, toplamda alacağı 450 saatlik eğitimle aşçı yardımcılığı belgesini alarak hem yörenin yemeklerini öğrenecek, hem de nitelikli çalışan sıfatıyla istihdamları sağlanıp aile ekonomisine katkı sağlamış olacak.
Merkezin amacı ve işleyişini İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlatan DTSO Başkanı Mehmet Kaya; binanın1870 yılında yapılmış, o zamanda meslek eğitimi veren bir yapı olduğu tarihine değinerek geçici bir süre hizmet binası olarak kullandıktan sonra Teknoloji Sanayi Bakanlığı’ndan aldıkları destek ile Gastro İnovasyon Merkezi’ne çevirdiklerini söyledi.
Kaya, yapıyı Diyarbakır’ın, Mezopotamya’nın yemek ile ilgili, gastronomi ile ilgili akla gelebilecek bütün çalışmaların merkezi konumuna getirmeyi hedeflediklerini belirterek, bu anlamda merkezi açtıklarını dile getirdi.
“Bölgede gastronomiye dair bir yol haritası oluşturacağız”
Bunun ile birlikte birçok ayaktan çalışmaların geleceğini ifade eden Kaya, şöyle konuştu:
“Bölgede gastronomiye dair bir yol haritası oluşturacağız. Bazı ürünlerimizin hikayelerini, peynir, kadayıfımızın hikayelerini burada oluşturacağız. DTSO olarak 50 ürünümüz coğrafi işaretini aldık. Son 3 yıl içerisinde. Bu coğrafi işaretli ürünleri burada hem yapıp, hem de isteyen insanların burada gelip yemelerini sağlayacağız. Hem de isteyenler gelip burada eğitimini alıp aşçılık eğitimiyle bu yemekleri öğrenecekler.”
“Biz, sadece coğrafi işaretleri alıp duvara asmakla değil, aynı zaman da o coğrafi işaretlerin hem evlerde yapılmasını sağlayacak hem de ticari işletmelerde yapılmasını sağlayacak bir yöntem oluşturuyoruz” diyen Kaya, temel hedeflerinin 3 aşamada yapmak olduğunu vurguladı.
“Mezopotamya, ortalama 4 bin, 4 bin 500 civarında ürünün gen kaynağı”
Ürünleri tespit etmekle başladıklarını aktaran Kaya, “Aynı zamanda bu topraklarda oluşan endemik ürünlerin yaşamasını sağlamak istiyoruz. Endemik ürünlerin toplanmasından kesilmesine kadar, nasıl toplanacağıyla ilgili eğitimler verilecek kırsallarda. Bunların yemeğe dönüştürülmesinden geçmişten gelen bir kültürümüz var. Gelecek nesillere aktarmak ve yaşamasını sağlamak. Amacımız dediğim gibi, hem kültürümüzü yaşatmak, hem kırsala destek olmak, hem de ticari işletmelerimizin turizmden kentimizin daha fazla pay almasını sağlayacak yöntemler oluşturmak. Mezopotamya, ortalama 4 bin, 4 bin 500 civarında ürünün gen kaynağı” diye konuştu.
“Eğitim verdiğimiz insanları orada eşleştirmeler yaparak iş bulmalarını sağlıyoruz”
Eğitimlerin hepsini ücretsiz yaptıklarını ifade eden Kaya, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yoğun bir talep var, bunları gruplandırıyoruz. Sadece eğitim vermekle kalmıyoruz. Bizim üyelerimiz olan ticari işletmeler bizden eleman istiyorlar. Eğitim verdiğimiz insanları orada eşleştirmeler yaparak iş bulmalarını sağlıyoruz.”
Şef Ayla Aslan Polat, Gastro İnovasyon Merkezinde 18-30 yaş aralığı yaklaşık 30 tane eğitim alan bayan arkadaşları olduğunu söyleyerek, haftanın 5 günü merkezde olduklarını kaydetti.
“Kadının olduğu her yerde ben varım”
İstihdam amaçlı bir proje olduğunu belirten şef Polat, “Bu projede bulunduğum için çok mutluyum. Çünkü kadının olduğu her yerde ben varım. En önemli kriterimiz kendi mutfağımızı gelen arkadaşlarımıza tanıtmak. Mezopotamya mutfağını baz alıp Türkiye’nin bütün mutfaklarından da çalışmalarımız var. Günlük 8 saatlik çalışmamız var. Toplam 450 saatlik bir eğitimden geçecekler. Sonra onlara aşçı yardımcılığı belgesini vereceğiz” diye konuştu.
Kursiyerlerden Zuhal Işık Atik ise asıl mesleğinin Endüstri Mühendisliği olduğunu belirterek, “6 sene kendi mesleğimi icra etmeme rağmen mutfağı ve yemek yapmayı çok sevdiğim için bu kurslara başladım” dedi.
“Yemek yaparken sanki psikoloğa gitmişim gibi bana çok iyi geliyor”
Kursiyerlerden Fatma Çetinkaya da, yöresel yemekleri bildiğini aktararak, “Sipariş üzeri çalışıyorum. Burayla ileride yemeklerimizi tanıtırız, bir şeyler yaparız, çalışırız diye geldim. Ortamı da, hocayı da çok çok sevdim. Ev ekonomisine katkısı olmaz mı? Oluyor. Yemek yaparken sanki psikoloğa gitmişim gibi bana çok iyi geliyor” ifadelerinde bulundu.
Editor : Antep Haberleri