Kent Onkoloji Merkezinde 3. evre rektum kanseri tanısıyla gördüğü ilaç, ışın ve cerrahi tedavilerin ardından yaşama tutunan Azerbaycanlı öğretmen anne Turkan Badalova (30), hem hastalıktan hem bağırsağının vücut dışına bağlandığı torbadan da kurtuluşunun birinci yıldönümünü kutladı. Doktoru Prof. Bülent Karabulut, “Turkan şu anda sadece rektum kanseri öyküsü olan birisinin ötesine geçmiş durumda. Yolda yürüyen birçok kadına göre de belki de önüne daha güvenle bakabilen, genel sağlığı açısından da daha özgüveni yüksek kanser dışı birçok sağlık sorunları açısından da önceden tedbirleri alınan teşhisleri konulup tedavileri yapılan, dolayısıyla da konforlu ve kaliteli yaşlılık vadettiğimiz birisi oldu artık” dedi.
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yazılımcı eşi Elnur Badalova (30) ve kızı Nur (4) ile mutlu bir hayat süren öğretmen Turkan Badalova Ekim 2021’de rahatsızlandı. Badalova halsizlik, yorgunluk, dışkılamada değişiklikler, kilo verme, kanlı dışkı gibi şikayetleri artınca doktora başvurdu. Genç kadına yapılan tetkikler sonucunda “rektum kanseri” tanısı koyuldu, hastalığın üçüncü evrede olduğu söylendi. Tedavi imkanlarını araştıran öğretmen anne tercihini Türkiye’den yana kullandı ve İzmir’e geldi. Tanı koyulduktan yaklaşık bir ay sonra başvurduğu Kent Onkoloji Merkezi’nde merkez koordinatörü Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Karabulut, genç hastası için geleceğini de planlayan bir tedavi programı hazırlayıp önerdi. Nitekim tedaviler başlamadan önce Badalova’nın tekrar anne olabilmesi için yumurtaları donduruldu, bir süre sonra da ameliyatla yumurtalıkları askıya alındı. Yoğun radyoterapi ve kemoterapilerden sonra Badalova ikinci kez ameliyat edildi, kapalı yöntemle alt rektum tümörü operasyonu gerçekleştirildi. Bu ameliyatta bağırsağının ucu vücut dışına alınarak torbaya bağlandı. Başarıyla gerçekleşen ameliyatla rektumdaki tümör tamamen temizlendi, genç anne tekrar kemoterapi gördü. Badalova, son ameliyatını 22 Ağustos 2022’de geçirdi, bağırsağı içeri alınarak, torbadan kurtuldu.
Yıldönümünü kutladı
Turkan Badalova, rutin kontrolü için torbadan kurtuluşunun yıldönümünde geldiği Kent Onkoloji Merkezi’nde yeniden sağlığına kavuşmanın mutluluğunu doktoru Prof. Karabulut ile paylaştı. Azeri öğretmene geleceğini planlayarak bütüncül yaklaşımla tedavi uyguladıklarını belirten Prof. Dr. Karabulut, “Turkan gayet sağlıklı. Bizim Turkan’la yaptığımız şey artık kanser tedavisi değil, sağlıklı bir kadın olarak hayatına devam etmesi için neler yapacağımızın planlanması, yani hastamızın daha geniş bir açıyla takiplerini yapıyoruz. Rektum kanseri konusunda Turkan’la zaten çok başarılı olduk, onun risk beklentisi oldukça düşük. Ama böyle insanlar size geldiği zaman onun her şeyiyle ilgilenmeniz gerek. Kemik sağlığından hormonal düzeylerine, kan yağlarına kadar yani sağlıklı bir kadını yaşatmak ve sağlıklı bir şekilde yaşlandırmak. İşte buna da bütüncül onkoloji diyoruz. Turkan şu anda sadece rektum kanseri öyküsü olan birisinin ötesine geçmiş durumda. Yolda yürüyen birçok kadına göre belki de önüne daha güvenle bakabilen, genel sağlığı açısından da özgüveni daha yüksek kanser dışı birçok sağlık sorunları açısından da önceden tedbirleri alınan, teşhisleri konulup tedavileri yapılan, dolayısıyla da konforlu ve kaliteli yaşlılık vadettiğimiz birisi oldu artık” dedi.
“Tuvalete gidebilmeye şükredeceğim aklımın ucundan geçmezdi”
Öte yandan, eşi ve kızıyla hayatı ertelemeden yaşamaya çalıştıklarını belirten Badalova, “Taşıdığım 3 torba geçen yıl 22 Ağustos ayında içeri alındı, alındıktan sonra her tuvalete gittiğimde şükrediyordum. Her şeye şükredeceğim aklıma gelirdi de tuvalete gideceğime şükredeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Çok zor bir süreçti ama ben bu süreci elimden geldiğince hafifletmeye çalıştım. Torba varken bile geziyorduk, konsere hatta denize bile gitmiştik eşimle. Üç hafta arayla kemoterapi alıyordum, ilk haftasını zor geçiriyordum, ikinci hafta toparlanıyor üçüncü hafta da geziyordum. Bu süreci maksimum kolaylaştırıyor, sağlıklı bir insan gibi davranmaya yaşamaya çalışıyordum. Bu süreç bana ‘her şey bugün’ demeyi, hiçbir şeyi ertelememiz gerektiğini öğretti. Eşimle her zaman biraz çalışalım, onu bunu yapalım ondan sonra tatile çıkalım, diyorduk. Her şeyi erteliyor, yapmak istediğimiz hiçbir şeyi yapmıyormuşuz. Artık bir tek bugünün var olduğunu, hiçbir şeyi ertelememiz gerektiğini anladık. Günü yaşayıp tadını çıkarmak Kemoterapiye geliyordum, karnımda torba eğlenerek şarkı söyleyerek geliyorduk. Yarın kemoterapi alacağım, kötü olacağım deyip bugünü mahvetmiyordum. O günün tadını çıkarmaya çalışıyordum. Tüm tedavilerimi aynı çatı altında almanın konforunu yaşarken, doktorum bana her konuda yardımcı oldu. Hasta doktor ilişkisinin çok önemli olduğunu söyleyen doktorum bana ilk günden çok güven vermişti. Kanser olduğumu öğrendiğimde tabii herkes gibi ben de öleceğim diyordum. Bülent hocayla görüştüğümüz zor bir sürecin beni beklediğini ama sonunda bu hastalıktan kurtulacağıma inandım, doktorum beni inandırdı, bu çok önemliydi. O yüzden ‘mucizem’ diyorum, Bülent hocaya. Hiçbir şeyim yok, tam sağlıklı normal bir insanım. Sadece 3 ayda bir kontrole geliyorum. Hocama cilt bakımı yaptırabilir miyim, saçımı boyayabilir miyim? diye soruyorum. Hocam diyor ki sağlıklı bir insan kendine ne yaptırıyorsa sen de onu yaptırabilirsin. Sen sağlıklı bir insansın. Bundan sonra olabilir mi? diyorum. Normal bir insan nasıl olabilirse o kadar olabilir de olmayabilir de. Tam sağlıklı bir insan gibi hissediyorum, tam sağlıklı bir insan gibi yaşıyorum. Hatta bence eskisinden daha güçlü, daha güzel yaşıyorum. Eskisinden daha kıymetli, anlayarak, kendimin, zamanımın hayatımın değerini daha iyi anlayarak yaşıyorum. Hastalıktan kurtuldum ama bence eskisinden daha güçlü olarak kurtuldum, bir şey kaybetmedim güç kazandım” ifadelerini kullandı.
Editor : Antep Haberleri