Kanser gibi ölümcül hastalıkların erken teşhisini sağlayacak olan uluslararası proje ile yeni bir lazer platformu oluşturulacak. Proje yürütücülerinden Prof. Dr. Feride Severcan, proje çerçevesinde kullanılacak olan cihazın yeni bir endoskopi tipi olarak işlev görebileceği ve en erken evrede bile tanı konulabileceğini söyledi.
Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesinin dahil olduğu uluslararası konsorsiyum, kızılötesi ve raman spektroskopisi ve görüntüleme teknikleri ile hastalıkların erken teşhisinde süratli ve hassas sonuç alınabilecek yeni bir lazer platformu için çalışmalara başlıyor. Üniversite ayrıca söz konusu projenin geliştirilmesi için Ufuk Avrupa Programı’nın Dijital, Endüstri ve Uzay kategorisi çerçevesinde, Avrupa Komisyonundan 562 bin Avro’luk bütçe ile desteklenmeye hak kazandığını açıkladı.
Proje adının “Ultra-Fast Chemical Analysis Imaging With Raman (uCAIR)" olduğunu belirten Proje yürütücüsü ve Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Feride Severcan proje çerçevesinde yeni bir lazer platformu geliştirileceğini ve bunun da yeni bir endoskopi tipi olarak işlev görebileceği müjdesini verdi.
Biyofizik Anabilim Dalı Başkanı ve proje yürütücüsü Prof. Dr. Feride Severcan, söz konusu projelerinin erken tanı ve hastalıkların moleküler mekanizmasını anlamakta, böylece yeni tedavi imkanlarının geliştirilmesi konusunda önemli faydalar sağlayacağını belirtti. Prof. Dr. Feride Severcan aynı zamanda ABD Stanford Üniversitesi’nin 2020 yılından beri her yıl yayınladığı "Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları" listesinde yer alan dünyaca tanınmış önemli bir bilim insanı. Kanser, nöromüsküler ve nörodejeneratif hastalıklar gibi pek çok hastalığın erken evrede tanısında sıkıntı yaşandığına dikkat çektiği açıklamalarında, kat’i teşhisin genellikle geç evrede yapılabildiğini anlattı. Severcan patoloji sonuçlarının sübjektif olduğunu, incelemeyi yapan kişiye göre değişiklik gösterilebildiğini söyledi. Bazı tanı metotlarının da çok pahalı olduğuna değinerek, tanıda gecikmenin ölümlere veya tedavi masraflarının artmasına neden olduğunu vurguladı. Bu nedenle son yıllarda bilim dünyasında hastalıkların erken tanısında kullanılabilecek süratli, kullanıcıdan bağımsız, ucuz ve hassas metotları geliştirmek için çalışmaların hızlandığını kaydetti. Yeni kabul edilen bu projelerinin hastalık teşhisinde şu anda mevcut sistemlerden daha süratli ve hassas bir şekilde sonuç verebilecek, Raman spektroskopisi ve mikroskopisinde kullanılacak yeni bir lazer platformu olduğu ve bir endoskopi olarak işlev görebileceği bilgisini verdi. Ayrıca projenin çıktısı olabilecek yeni fotonik teknolojileri, temel araştırma mikroskopları ve mikroakışkan kanalları izlemede kullanılabilecekleri gibi yeni biyobelirteç belirlenmesinde, sistoskopide ve ilgili olabilecek tıbbi görüntüleme cihazlarında da kullanım alanı bulabilecek.
“Projede hastalık olarak mesane kanseri seçildi”
Severcan, doğrusal olmayan optik fiberler, optronik, geniş bantlı Raman ve yapay zeka teknolojilerini kullanarak gerçekleştirilecek bu lazer platformunun etkinliğinin, üniversiteleri bünyesinde hasta doku ve hücreler üzerinde deneneceğine işaret etti. Severcan’ın projeyle ilgili verdiği bilgiler şöyle: “Projede hastalık olarak mesane kanseri seçildi. Geliştirilen bu sistem kullanılarak yapılan Raman spektroskopik görüntüleme sonuçları ve dolayısı ile yeni geliştirilen sistemin başarısı, Altınbaş Üniversitesi bünyesinde yapılacak kızılötesi ve Raman spektroskopisi ve görüntülemesi sonuçları ile karşılaştırılarak teyit edilecek. Bunun yanında, projedeki tüm orijinal araştırma kısmının hasta doku, hasta ve sağlıklı idrar örneklerini
üniversitemiz temin edecek ve proje araştırma ortaklarına iletecek.”
Altınbaş Üniversitesindeki biyomedikal araştırma grubuyla ilgili de bilgi veren Severcan, burasının hastalıkların moleküler mekanizmasının anlaşılması ve tanısı için metot geliştirmesine yönelik çalışmalarda dünyanın en tanınmış merkezlerinden birisi olduğunun altını çizdi. TÜBİTAK, uluslararası projeler ve üniversiteden alınan desteklerle çeşitli hastalıkların moleküler mekanizması ve ilaç-hastalık etkileşmelerinin çalışıldığını, tanıya yönelik biyobelirteçlerin belirlendiğini ve kızılötesi spektroskopisinin hastalık tanısında ve hastalığa eğilimi tespit etmekte çok başarılı olduğunun kanıtlandığını belirtti. Bu çerçevesinde çalışılan hastalıklara örnek olarak: nöromüsküler nadir bir hastalık olan Miyasteniya Gravis’in ve yine nadir bir hastalık olan Mezotelyoma kanserinin tanısında, Mezotelyomanın akciğer kanseri ve diğer akciğer hastalıklarından ayrımında, çeşitli nörodejeneratif hastalıkların ve diyabet, obesite gibi diğer başka hastalıkların erken evrede tanısında ve bu hastalıklara eğilimi tespit etmekte çok başarılı sonuçların elde edildiğini vurguladı.
Erasmus ders verme hareketliliği programı ile gruplar birbirini ziyaret etti
Projenin koordinatörlüğünü yapan Limerick Üniversitesi bilim insanları ile Prof. Dr. Feride Severcan Türkiye temsilcisi olarak katıldığı “Raman temelli klinik tanı uygulamaları” (COST Action BM1401) projesinin toplantılarında tanıştı. Her iki üniversitedeki proje elemanları “Erasmus ders verme hareketliliği programı” çerçevesinde ve Üniversite desteği ile karşılıklı ziyaretler gerçekleştirdi. Proje diğer ortaklarının bir kısmı da adı geçen COST projesinin koordinatörü ve/veya katılımcılarıdır” diyerek proje grubu hakkında da bilgi verdi.
Altınbaş Üniversitesi Bilimsel Araştırma ve Projeler Daire Başkanı Doç. Dr. Hakan Kaygusuz, bu projenin toplam bütçesinin 5 milyon Avro olduğunu, üniversitelerinin payının ise 562 bin Avro olduğunu belirtti. Kaygusuz, son zamanlarda çok sayıda araştırma projelerinin TÜBİTAK tarafından desteklendiğini hatırlatarak, “Ufuk Avrupa çerçevesinde uluslararası proje kazanabilen üniversitelerin arasında bulunmak da ayrıca bizi sevindirdi. Üniversitemiz araştırma-geliştirme etkinliklerinde her yıl yeni başarılara imza atıyor. Amacımız ulusal ve uluslararası ölçekte adımızdan daha çok söz ettirmek” diye konuştu.
Editor : Antep Haberleri