Son 10 yılda plansız ve programsız şekilde açılan üniversitelerin, asli görevi araştırma ve bilim üretmek olan kurumları niteliksiz hale getirdiğini ifade eden Melih Meriç, “Üniversitelerin uluslararası değerini belirleyen en önemli kriterlerden biri bilimsel yayınlardır. Son on yılda açılan devlet ve vakıf üniversitelerinde birçok akademisyenin yayın dahi yapmadığını görüyoruz. Ortaya konan kısıtlı sayıdaki yayınlar ise evrensel bilime yön vermekten oldukça geride. Ulusal ve uluslararası birçok rapor bu acı gerçeği ortaya koyuyor. Sanayi, teknoloji ve bilim alanında gelişmiş ülkelere baktığımızda, üniversite ve mezun sayılarını artırmak yerine mevcut eğitim kurumlarına çağın gerektirdiği yatırımlar yaptıklarını görmekteyiz.” dedi.
“İLK 500 ÜNİVERSİTE İÇİNDE SADECE 10 TÜRK ÜNİVERSİTESİ VAR
Üniversite mezunu sayısının çok olmasının akademik kaliteyi belirlemediğini belirten CHP’li Meriç, “Türkiye ile neredeyse aynı nüfusa sahip Almanya’ya bakalım. Eczacılık ve ilaç sanayisi alanlarına büyük yatırım yapıyorlar ama sayıları 22 olan Eczacılık Fakülteleri’nin sayısını artırmıyorlar. Türkiye’de ise 60 civarında Eczacılık Fakültesi var ve sayıları her geçen gün artıyor. Niteliğe değil niceliğe önem verildiği için mevcut eczacılık fakültelerimizin ancak 4’te 1’inde akredite eczacılık eğitimi veriliyor. Dolayısıyla sağlık sisteminin en önemli paydaşlarından olan eczacılığın kalitesi düşüyor ve toplum sağlığı tehlikeye giriyor. Benzer durum mühendislik ve diğer fakülteler için de geçerli. Şimdi ülkeyi yönetenlere soralım: Dünya çapında ilk 500 üniversite içinde sadece 10 Türk üniversitesi yer bulabilirken, bu üniversitelerdeki akademisyenler ise baskılara dayanamayıp istifa ederken, eğitim kalitesinden söz edebilir miyiz? Fakülte sayısı ve öğrenci kontenjanı artırarak Türkiye’de bilim geliştirilmez. Bunu sağlamanın tek yolu, bilimsel yöntemleri ilk önce üniversite kurup yapılandırırken uygulamak ve niteliği öne çıkarmaktır.” diye konuştu.
Editor : Antep Haberleri