HABER7
Başkanlık sistemine itiraz eden, Bakanlar Kurulu’ndaki cinsiyet oranıyla ilgili açıklama yapan, internet düzenlemesine muhalif duran, askeri operasyonları eleştiren, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili sık sık beyanat veren, yerel seçimlerdeki YSK kararını gündemine alan, İstanbul Sözleşmesi’nin iptal esilmemesini isteyen, imam hatip okullarının sayısının azaltılması gerektiğini savunan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği ( TÜSİAD) ilgili ilgisiz her konuda açıklama yapmasıyla biliniyor.
TÜSİAD, alakasız hususlarda görüş beyan etme alışkanlığını müfredat çalışmasında da sürdürdü.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ başlıklı yeni müfredat taslağına yönelik ilk değerlendirmesinde, ”Gerçek beka meselesi olan eğitimde müfredat değişikliği oldubittiye getirilmemelidir” çağrısında bulunan TÜSİAD’dan konuya ilişkin yeni açıklama geldi.
Talim Terbiye Kurulu’nun onayladığı yeni eğitim müfredatıyla ilgili TÜSİAD’ın X hesabından yayınlanan açıklamada, “Cumhuriyet değerlerine uygunluk konusundaki eleştirilerin giderilmesi gerektiği” savunuldu.
TÜSİAD açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Yeni müfredat askıya çıktığında, özellikle ana yaklaşımını açıklayan ortak metin başta olmak üzere, içeriğine yönelik kapsamlı eleştiriler dile getirilmiştir. İki haftalık süre içinde bu yöndeki eleştirileri giderecek nitelikte bir değişiklik yapılıp yapılmadığı konusunda eğitim paydaşları ve kamuoyuna bilgi verilmelidir. Akıl ve bilim üzerine inşa edilmiş Cumhuriyet değerlerine, bilimselliğe ve çağdaş eğitim normlarına uygunluk konusundaki eleştiriler giderilmeden uygulamaya alınacak bir müfredat, çocuklarımızın geleceğine ve kalkınma hedeflerimize katkı sağlamayacaktır. Toplumsal ve ekonomik gelişmemiz için ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesiller yetiştirmeliyiz.”
Cumhuriyet değerlerine, bilimselliğe ve çağdaş eğitim normlarına uygun hale getirilmeden uygulamaya alınacak bir müfredat, çocuklarımızın geleceğine ve kalkınma hedeflerimize katkı sağlamayacaktır.
Toplumsal ve ekonomik gelişmemiz için “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür”…
SANKİ MUHALEFET PARTİSİ
Gündemdeki hemen her konuda adeta muhalefet partisi gibi çıkışlarda bulunan “seküler patron kulübü” TÜSİAD’ın yakın geçmişte gerçekleştirdiği ilgisiz açıklamalardan bazıları şöyle listeleniyor:
Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne muhalif tavır takınan TÜSİAD, bu sistemin Türkiye’ye uymayacağını savundu. 2005 yılında dönemin TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, “Bu sistemin ABD dışında başarılı bir örneği yok. Başkanlık sisteminin parlamenter sisteme göre bir üstünlüğü yok. Halen geçerli olan parlamenter sistem iyileştirilmeli” dedi.Eşcinselliğin legalleştirildiği ve aile yapısını zedeleyici maddeler barındırdığı gerekçesiyle eleştirilen İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin çekilmesine TÜSİAD itiraz etti. TÜSİAD’dan 20 Mart 2021’de yapılan açıklamada, “Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmesi, kadına yönelik her türlü şiddeti besleyen çarpık zihniyeti cesaretlendirir. Devletin şiddete karşı sürdürdüğü mücadelesini ise kolaylaştırmadığı gibi telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurur” denildi.Patronlar derneği TÜSİAD, hükümet kabinesinde bakanların cinsiyet oranı hakkında bile açıklama yaptı. 29 Ağustos 2007’de kurulan 60. Hükümet’in bakanlar kurulundaki kadın-erkek sayısı hakkında konuşan dönemin TÜSİAD Başkanı Arzuhan Yalçındağ, ‘Kabinede bir tek kadın bakanın bulunmasını seçim öncesi beyanlarla bağdaşmaz bulduklarını’ söyledi.Kamuda başörtüsü yasağının Türkiye’nin birinci gündem maddesi olduğu süreçte TÜSİAD, bu konuda da değerlendirme yaptı. Dönemin TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, 25 Ocak 2008’de, “Ortada bir sıkıntı olduğu muhakkak. Ama bu sıkıntı bugün tartışılandan daha geniş boyutlara sahip. Evet, bir yanda başını örttüğü için eğitim sürecinde zorluk çeken genç kızlarımız var. Diğer yanda, 15 yaşında istemediği halde zorla kapatılanlar da, birkaç yıl sonra çevre baskısıyla başını örtmek zorunda kalmaktan korkanlar da var” dediTÜSİAD, internet ortamındaki müstehcen ve yalan içerikli yayınlarla ilgili düzenlemeye ‘yasaklama’ diyerek itiraz etti. İktidarın 2011 yılında gerçekleştirdiği çalışmayı “internet yasağı” olarak yorumlayan dönemin TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, şunları söyledi: “Zor, karmaşık konuları çözmek yerine toptan yasaklama dürtüsü, Türkiye’nin geçmişinde kalmak zorunda. Kısaca, ‘yasaklama, çöz’ diyoruz.”Türkiye’de ofis açmayıp, kanunlara uymamakta ısrar ettiği dönemde Twitter'a geçici erişim kısıtlaması getirmesiyle ilgili ilk tepkilerden biri yine TÜSİAD’dan geldi. TÜSİAD’ın 2014 yılındaki açıklamasında, “Orantısız ve özgürlüklere aykırı bu tür yasaklamaların temelsiz korkuların göstergesi olduğu ve demokrasiye hizmet etmediği açıktır. Gerçek demokrasinin ancak halkın daha fazla bilgiye özgürce ulaşması ve ifade özgürlüğünün teminat altına alınması ile mümkün olabileceğini tekrar hatırlatmak isteriz.” denildi.
İşadamları derneği TÜSİAD, hudut ötesinde gerçekleştirilen askeri operasyonlarla ilgili bile açıklama yayınladı. Eylül 2003’te Irak’a asker gönderilmesinin ele alınacağı MGK’dan önce dönemin TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, “Konu üzerinde dikkatlice düşünülmesi gerektiğini” söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 20 Ocak 2018 tarihinde Suriye’nin kuzeyindeki Afrin ilçesini işgal eden PKK/PYD’ye karşı yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı’yla ilgili görüş beyan eden TÜSİAD, yine karşı safta yer aldı. Afrin operasyonunu eleştirenlere yönelik tepkilerden rahatsız olan TÜSİAD, 2 Şubat 2018’deki açıklamasında şu sözlere yer verdi: “Düşünce ve önerilerini demokratik tartışma anlayışı içinde dile getiren birey ve kurumlara karşı gösterilen tepkiler, toplumumuzda kutuplaşmayı artırdığı gibi, ülkemizin teröre karşı haklı mücadelesine zarar vermektedir.”
Mesuliyet alanı haricindeki bütün konularda ahkam kesen TÜSİAD, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili açıklama yapmaktan geri durmadı. 2013 yılındaki Gezi Parkı kalkışmasıyla ilgili olayın ilk gününden itibaren açıklamalar yayınlayan TÜSİAD, sürekli polis müdahalesine tepki gösterdi. Kalkışmanın ilk günü olan 1 Haziran 2013’te TÜSİAD, “Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve gelişen gösterilere olağanüstü orantısız güç kullanımı ve hoşgörüsüz müdahale kamu vicdanını yaralamakla kalmamış, toplumsal uzlaşma arayışında moral bozucu olmuştur” tepkisini gösterdi.Dönemin TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, Gezi olaylarının büyüdüğü 7 Haziran 2013’te, “Gezi Parkı merkezli yaşanan gelişmeler aslında vatandaşların çoğulculuk, katılımcılık taleplerinin dikkate alınma, ihmal edilmeme beklentilerinin bir yansımasıdır. Bu beklentilere ilişkin hayal kırıklığının yarattığı birikim geniş katılım bulan bu protestoları yaratmıştır. Herkesin çıkarması gereken sonuç yönetim anlayışında çoğulculuk ve katılımcılığı hâkim kılmak. /.../ Türkiye ekonomide kazandığı itibarını Gezi ile demokrasiye taşıma fırsatını kaçırmamalı” dedi.
TÜSİAD, İmam Hatip okulları tartışmasını da es geçmedi. İmam hatip okullarının gerektiğinden fazla olduğunu savunan TÜSİAD ‘gereksinim fazlası imam hatip okullarının kapatılmasını’ istedi. TÜSİAD’ın 12 Ekim 2003 tarihinde yayınlanan raporunda, şu ifadeler yer aldı: “Meslek liseleri olarak tasarlanmış ancak zamanla uygulamada bu özelliğini kaybetmiş olan İmam-Hatip Liseleri de mesleki lise statüsüne uygun bir yapıya kavuşturulmalıdır. Geriye kalan İmam-Hatip Liseleri’nin meslek statüsü kaldırılmalı ve gerekli tedrisat ve müfredat uyumu yapılarak bu meslek liseleri normal lise statüsüne dönüştürülmelidir.”
TÜSİAD’ın gündemine aldığı ekonomi dışı konulardan bir tanesi seçimler. Sandık usulsüzlüklerinin gölgesinde kalan İstanbul’daki 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin Yüksek Seçim Kurulu kararıyla tekrarlanması ile ilgili TÜSİAD sert açıklama yaptı. YSK kararına tepki gösteren TÜSİAD’ın sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı tepki açıklamasında, “31 Mart yerel seçim sonuçları açıklanmadan evvel vurgulamış olduğumuz gibi, kapsamlı bir ekonomik ve demokratik reform gündemine odaklanmamız gereken bu dönemde seçim ortamına geri dönmek kaygı vericidir” denildi.
Editor : Antep Haberleri