Uzun yıllar Ankara’daki Yunanistan Büyükelçiliğinde Askeri Ataşe olarak çalışan ve Yunanistan Hava Kuvvetlerinden emekli olan Kor general Lazaros Kambouridis, paron.gr sitesi için Türk Hava Kuvvetlerinin stratejisine mercek tuttuğu bir makale kaleme aldı.
Geçen haftalarda İncirlik’teki “10. Tanker Üssü”nün operasyonel rolünün değiştirilerek “10. Ana Jet Üssü”ne çevrildiğini hatırlatan Yunan general, bunun bir strateji değişikliğine işaret ettiğini söyledi.
Aydınlık gazetesi haberine göre, Kambouridis’in “Türkiye: Hava Kuvvetlerinde Strateji Değişikliği ve Yeniden Yapılanma” başlıklı makalesinde şu değerlendirmeler yer aldı:
‘TÜRKİYE’NİN TEHDİT TANIMLAMASI DEĞİŞTİ’
“Türkler 10. İncirlik/Adana Tanker Üssü'nün adını, 10. Ana Jet Üssü olarak değiştirdi. Bu karar, Türk stratejisi açısından da önemli değişikliklerin unsurlarını içermektedir. Bu değişiklik, jeopolitik gelişmeler ışığında Türk Silahlı Kuvvetlerinin dönüşümü bağlamında alınan kararlar zincirinin bir halkası olması nedeniyle, Türkiye'deki savunma politikasının ve askeri doktrinin yeni yönelimi açısından özel bir önem taşımaktadır.
“İncirlik'teki Türk hava üssünün inşasına Türkiye'nin NATO'ya katılmasından bir yıl önce, 1951 yılında Amerikalılar tarafından başlanmış ve üs 1954 yılında kullanıma açılmıştır. Akdeniz'e 56 kilometre mesafededir. Suriye'ye, Akdeniz ile Süveyş'ten Avrupa'ya, Irak ile Suriye'den Akdeniz-Avrupa'ya giden ikmal ve enerji hatlarına yakın olması nedeniyle konumu büyük stratejik öneme sahiptir. Üssün operasyonel rolünün yükseltilmesinde son beş yılda yapılan değişiklikler, Doğu Akdeniz'in enerji-jeopolitik değerinin artmasını takiben Türkiye'nin güney deniz bölgelerine olan ilgisinin artmasıyla ilgilidir. Ancak 10. Tanker Üssü'nün adının değiştirilmesi ve operasyonel rolünün yükseltilmesinin nedeni, esas olarak İsrail'in Türkiye'ye yönelik bir numaralı tehdit olarak tanımlanmasıyla ilgilidir ve bu unsur Türkiye'nin şu anda hazırlanmakta olan yeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nde (Kırmızı Kitap olarak da bilinir) ve Türkiye'nin askeri stratejisinin oluşturulmasında ona bağlı olan tüm kurumsal belgelerde yer alacaktır.
‘TÜRKİYE İSRAİL’İ KC-135’LER İLE VURABİLİR’
“PKK ile mücadele ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye ve Irak'taki operasyonları gibi zorluklar karşısında, Malatya ve Diyarbakır'daki hava üslerinin takviye edilmesi beklenirdi. Özellikle de Irak'ta yeni bir büyük askeri operasyon için siyasi ve operasyonel hazırlıkların yapıldığı ve bunu Irak topraklarında kalıcı askeri üslerin kurulmasının izleyeceği şu günlerde... Bunun yerine Türk liderliği, HAMAS'a verdiği açık destek nedeniyle Tel Aviv ile tehdit mesajları alışverişinde bulunduktan sonra, İncirlik Hava Üssü’nü geliştirmek için harekete geçti.
Türk tarafı, füze programı henüz İsrail içindeki hedefleri vurmaya hazır olmadığı için, İsrail topraklarına yönelik güçlü bir hava cephaneliğine sahip olması gerektiğine inanıyor. Bu da ancak İncirlik'te konuşlu KC-135 havada yakıt ikmal uçakları tarafından desteklenebilecek savaş uçaklarının kullanılmasıyla mümkün.
‘CEPHE GENİŞLİYOR’
“Öte yandan Türk askeri liderliği, İsrail'in bu üssü hedef alan olası bir saldırısına karşı, dolaylı bir caydırıcı kalkan olarak üssün içinde bulunan Amerikan nükleer silahlarının varlığına güvenmektedir. Son yıllarda Türk Hava Kuvvetleri Ege'ye yönelmişken, Doğu Akdeniz'deki ve özellikle İsrail'deki gelişmelerin Türkiye'yi hava gücünü güneye doğru da yönlendirmeye zorladığı gözlemlenebilir. Yani Türk Hava Kuvvetleri, Ege'ye yönelik tüm bu operasyonel unsurları muhafaza ederken, Doğu Akdeniz'deki ve özellikle İsrail'deki gelişmeler nedeniyle ilgisini güneye de çevirmekte ve böylece dış tehditlere karşı cepheyi genişletmektedir.”
Editor : Antep Haberleri