PKK/KCK’nın hedefleri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü öne sürülen DİAYDER yöneticileri ile üyelerinin aralarında bulunduğu 23 sanığın yargılandığı davada mütalaa açıklandı. Savcılık, İBB tarafından sanığa teslim edilen market yardım kartlarını örgütün kırsal alanında faaliyet yürüten ya da tutuklanarak cezaevine gönderilen ve örgüt tarafından ‘değer ailesi’ olarak ifade edilen ailelere teslim edildiğine ilişkin tespitlerin bulunduğunu aktardı. Mütalaada aralarında dernek başkanı Ekrem Baran’ın da bulunduğu 16 sanığın 15’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Silahlı terör örgütü PKK/KCK’nın hedefleri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü öne sürülen Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yöneticileri ile üyelerinin aralarında bulunduğu 23 sanığın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 14.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada aralarında Ekrem Baran’ın da bulunduğu 11 tutuksuz sanık ile sanık avukatları hazır bulundu.
Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, 2013 yılında terörist başı Abdullah Öcalan’ın verdiği mesajla, Diyarbakır’da ‘Demokratik İslam Kongresi’ çağrısı yaptığını, "Çare elbette resmi Diyanet İslam’ı değildir" diyerek alternatif bir dini yapılanma çağrısında bulunduğunu, Diyanet harici alternatif bir dini yapılanmaya gidilmesi yönündeki açıklamaların merkezi İstanbul’da bulunan DİAYDER (Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) tarafından karşılık bulduğunu ve özellikle de dernek içerisinde faaliyet gösteren ve ‘mele’ olarak adlandırılan gayri resmi din adamları aracılığıyla örgüt tarafından yapılan açıklamaların hayata geçirilmeye başlandığı anlatıldı.
Din motifli yaklaşımlarla örgüt sempatizanı kitlenin örgüte bağlılıklarını arttırmaya çalıştıkları belirtildi
Açıklanan mütalaada, dernek adı altında sivil toplum kuruşu olarak yasal görünümlü faaliyetlerine devam eden bazı DİAYDER yönetici ve üyelerinin din motifli yaklaşımlarla örgüt sempatizanı kitlenin örgüte bağlılıklarını arttırmak ve örgütün kent merkezlerinde ihtiyaç duyduğu sempatizan kitle oluşturmaya çalıştıkları, sonrasında ise örgütün din karşıtı ideolojisini kitleye empoze ettiklerinin tespit edildiği belirtildi.
Örgüt mensuplarının cenaze namazlarını kıldırma gibi görevlerinin olduğu kaydedildi
Mütalaada, gizli tanık olarak dinlenen ‘padişah’ isimli şahsın, DİAYDER’in PKK/KCK tarafından kurulduğunu, derneğin görevlerinin örgüt mensuplarının cenaze namazlarını kıldırma, taziye ve mevlit okuma gibi etkinliklere derneğin katılımının zorunlu olduğunu, derneğin İstanbul yapılanmasını bilmediğini ancak sanıklardan bazılarını Diyarbakır’da yapılan toplantılarda örgüt mensuplarının cenaze ve taziyelerinde gördüğünü söylediği kaydedildi. Ayrıca, DİAYDER isimli derneğin Abdullah Öcalan’ın telkin ve yönlendirmeleriyle alternatif ‘Kürt Diyanet İşleri’ olarak kurulduğu da aktarıldı.
Teröristlerin etkisiz hale getirilmesini engellemek amacıyla açıklamalarda bulunduğu belirtildi
DİAYDER adına Ekrem Baran’ın, PYD/YPC terör örgütü mensupları adına cami açılışı ve mevlit etkinliğine katıldığı şeklinde paylaşım yapıldığının belirtildiği mütalaada, sözde insanların katledilerek defnedilmediği şeklinde beyanların yer aldığı basın açıklamasında sanığın da yer aldığı, toplumun dini değerlerini istismar edecek şekilde sarık ve cüppe giyerek, güvenlik güçlerince Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde devam eden terörle mücadele harekatının durdurulması ve bu bağlamda teröristlerin etkisiz hale getirilmesini engellemek amacıyla açıklamalarda bulunduğu aktarıldı.
İBB’nin teslim ettiği market kartlarını ’değer ailesi’ne teslim edildiği aktarıldı
Sanık Ekrem Baran’ın DİAYDER isimli derneğin yürütülen faaliyetlerine başkanlık ettiğinin belirtildiği mütalaada, örgütsel temalı basın açıklamalarına konuşmacı veya dinleyici olarak katılım sağladığı, Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine toplanan Demokratik İslam Kongresi’nin çağrıcılar grubunda yer aldığı, İBB tarafından sanığa teslim edilen market yardım kartlarını örgütün kırsal alanında faaliyet yürüten ya da tutuklanarak cezaevine gönderilen ve örgüt tarafından ‘değer ailesi’ olarak ifade edilen ailelere teslim edildiğine ilişkin tespitlerin bulunduğu kaydedildi.
16 sanığa 15’er yıla kadar hapis talebi
Açıklanan mütalaada, aralarında Ekrem Baran’ın da bulunduğu 16 sanığın ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 7 yıl 6’şar aydan 15’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Sanık Fahrettin Ülgün’ün ayrıca, ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan beraatı istendi. 5 sanığın ‘silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek’ suçundan 2 yıl 6’şar aydan 5’er yıla kadar hapis cezası talep edilen mütalaada, sanıklar Halil Bulut ile İbrahim Yalın’ın ise üzerlerine atılı suçlardan beraatına karar verilmesi istendi.
Duruşmada sanıklar ile avukatları, önceki savunmalarını tekrar ederek mütalaaya karşı savunma hazırlayabilmek için mahkemeden süre talep ettiler. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanıklara açıklanan mütalaaya karşı savunma hazırlayabilmeleri için süre verilmesine hükmederek duruşmayı erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 335 sayfalık iddianamede, DİAYDER’in referansı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne işe alınan örgüt üyesi ve sempatizan şahısların aldıkları maaşın bir kısmını derneğe verdiklerinin tanık beyanları ve görüşmeler doğrultusunda tespit edildiği aktarıldı. Savcılıkça hazırlanan iddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından derneğe verilen market yardım kartlarının örgüt sempatizanları tarafından ailelere dağıtıldığına ilişkin tespit yapıldığı belirtildi. İddianamede, Ramazan ayı nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından DİAYDER’e verilen alışveriş kartlarının şüpheli Ekrem Baran tarafından dağıtılması amacıyla Avrupa ve Anadolu yakasında ikamet eden dernek üyesi melelere verilmesi hususunun yer aldığı, söz konusu kartların dağıtılacağı şahıslar arasında değer ailelerinin de bulunduğu kaydedildi. Savcılıkça hazırlanan iddianamede, şüphelilerin ’silahlı terör örgütüne üye olmak’ ve ’silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçlarından 3,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Editor : Antep Haberleri