Vize alınamadığı için yurt dışı fuar organizasyonlarımıza katılamayan üyelerimiz var” dedi.
İZTO'nun haziran ayı olağan meclis toplantısı, meclis başkanı Selami Özpoyraz idaresinde gerçekleşti. Toplantıda ekonomik gündemi değerlendiren İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, üyelerin vize sorununa da dikkat çekti. Özgener, “İzmir olarak her yıl ithalatımızın üzerinde ihracat yaparak ülkenin dış ticaret açığıyla mücadelesinde önemli bir görev üstleniyoruz. Yakın zamana kadar yurt dışına giderken vize bizler için sadece yerine getirilmesi gereken bir detayken, maalesef son zamanlarda işimizi yapmanın önünde büyük bir engel haline geldi. Schengen vizesi başvurularında aylar sonrasına randevular verilmeye başladı. Pasaportun bekleme süresi uzadı. Buna karşılık, ret sayıları arttı ve kısa süreli veya tek girişli vizeler gelmeye başladı. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer Landrut, vizelerde olağan dışı bir durumun olmadığını, vize hizmetinin askıya alınmadığını, 2022 yılında Türkiye'den vize başvurularının 3 kat arttığını ve Türkiye'den yapılan vize başvurularının kısıtlanmasına yönelik bir politikalarının olmadığını ifade ediyor. Ancak yaşadığımız durum farklı. Bugün yapılan vize randevusu başvurusuna eylülün ilk haftasına randevu alabilirken, bazı ülkelerde vize randevu sistemi tamamıyla kapalı. Vize alınamadığı için yurt dışı fuar organizasyonlarımıza katılamayan üyelerimiz var. 41. Turizm Seyahat Acenteleri ve Oto Kiralama Grubu Meclis Üyelerimiz vize alamadıkları için yurt dışı turlarını iptal etmek zorunda kalıyor. Vize sorunu maalesef büyük ve Türkiye genelinde bir mesele haline gelmiş durumda. Devletimizin en üst organları durumun bilincinde ve en üst düzeyden bu meselenin çözümü için çalışıyorlar. Biz de Ticaret Odası ve TOBB olarak bu işe büyük önem veriyor, konuyu sık sık ülke gündemine taşıyoruz. Umarım yakın zamanda çözülür ve ticaretin önündeki bu büyük engel kalkmış olur” diye konuştu.
“Destek vermeye hazırız”
Yeni ekonomi programına ilişkin değerlendirmede bulunan Özgener, “Öncelikle Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek önderliğindeki ekonomi yönetiminin ülkemiz için hayırlısı olmasını diliyorum. Şimşek'in göreve başladığı ilk gün itibariyle iş dünyasına verdiği mesajlar bizler için büyük önem taşıyor. Tutarlılık, şeffaflık ve öngörülebilirlik vurgusunu; ekonomide rasyonel politikalara ve uluslararası normlara dönülmesi konusundaki hassasiyeti, yeni ekonomi programlarının belirlenmesi açısından önemli buluyor, destekliyoruz ve kendisine teşekkür ediyoruz. Programın başarısında hiç kuşkusuz, tüm kesimlerin desteğinin kilit rol oynayacağına inanıyoruz. İçinde bulunduğumuz şartlar göz önüne alındığında, ekonomik konuların önceliklendirilerek bir yol haritası oluşturulması gerekliliğine dikkat çekmek istiyorum. Bu bağlamda, açıklanacak olan programın bir takım fedakarlıklar gerektirebileceğini düşünüyorum. Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek ve kuracağı ekibin bu süreçte, makroekonomik istikrar kurulana kadar iş dünyamızdan gerekli desteği alabilmesi önem arz ediyor. Bizler, her zaman olduğu gibi bu desteği vermeye hazırız” ifadelerini kullandı.
“Gelir vergisi dilimleri yeniden düzenlenmeli”
Asgari ücrete gelen ara zamma ilişkin görüşlerini de aktaran Özgener, şöyle konuştu:
“Temmuz ayından geçerli olmak üzere yeni asgari ücret brüt 13 bin 414, nette ise 11 bin 402 olarak belirlendi. Bayram öncesinde açıklanan yeni asgari ücretin tüm paydaşlarımız için hayırlı olmasını diliyorum. Öncelikle enflasyonun ücretli kesim üzerinde oluşturduğu olumsuzlukların giderilmesi, alım gücünün artırılması, işgücünün milli gelirden aldığı payın artması ve çalışanlarımızın refah düzeyinin yükseltilmesi amacıyla yapılan iyileştirmeyi memnuniyetle karşılıyoruz. Öte yandan, işveren üzerindeki maliyetlerin azaltılması için asgari ücret desteğinin güncellenerek yukarıya çekilmesini ve asgari ücrete kadar olan tutardan vergi alınmaması uygulamasının devam edecek olmasını da olumlu değerlendiriyoruz. Yanı sıra, asgari ücret artışına paralel olarak gelir vergisi dilimlerinin yeniden düzenlenmesinin önemine de dikkat çekmek istiyorum. Düşük ücretli kesimin geçim şartlarını iyileştirmeye yönelik adımlar atılırken, diğer yandan enflasyonla mücadele ve cari açığın azaltılması yönünde açıklanan güçlü ve kararlı duruşu destekliyoruz. Bunun yanında reel sektörün rekabetçiliğinin korunması en az refah seviyesinin artırılması kadar önemli. Kamu mali dengesi gözetilerek özel sektörün rekabet gücünü güçlendirmesi için yeni düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Rekabet gücünün düşmesi beraberinde istihdamın olumsuz yönde etkilenmesinin önlenmesi, önümüzdeki dönemde en çok dikkat edilmesi gereken hususların başında gelmelidir. Bu düzenlemeler, ekonomideki tüm paydaşlar gözetilerek yapıldığı taktirde, çalışan kesimin refah seviyesi yükselirken ülkemizin üretiminin ve rekabet gücünün de artacağına inanıyoruz.”
İnciraltı planları
Onaylanan İnciraltı planları ile ilgili Özgener, şunları söyledi:
“İnciraltı turizm merkezi 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı uyarınca onaylandı. Kent merkezinde yer alan, yeşil ve mavinin aynı alanda buluştuğu İnciraltı, turizm ve ticaret alanındaki potansiyeliyle tüm İzmirlilerin refahına olumlu etki edecek. Termal ve sağlık turizmi, kentimiz turizmi açısından önemli potansiyele sahip bir alan. Bu nedenle, İnciraltı'nın özellikle termal, sağlık ve spor turizmi odağında ‘iyi yaşam' temasıyla yatay mimari gözetilerek oluşturulan imar planlarının kısa sürede yürürlüğe girmesi ve yatırımcıya sunulur hale getirilmesi konusunu önemsiyoruz.”
“Döviz kuru baskı altından kurtulmalı”
Özgener'in ardından konuşan Ege İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanı ve İZTO Meclis Üyesi Jak Eskinazi ise yabancı yatırımın ülkeye gelmesi için yabancı yatırımcıların kuşkularının mutlaka giderilmesi gerektiğini söyledi. Vizenin ihracatçılar için büyük sorun haline geldiğini, bu sorunu rahatlatacak dış politika düzenlemelerinin yapılması gerektiğini kaydeden Eskinazi ayrıca, “Enerji fiyatlarında dünyada yaşanan indirimler, Türkiye'de de aynı oranda yansımalı. Navlun fiyatlarının da düşmesiyle Uzak Doğu, bizden daha avantajlı ve rekabetçi hale geldi. Bazı sektörlerimiz hammadde ihtiyacının yaklaşık yüzde 70'ini ithalat yaparak karşılıyor. Bu konularda acil çözümler bekliyoruz” dedi.
Editor : Antep Haberleri