Ramazan ayında oruç tutarken metabolizmanın yavaşlaması ve vücut dengelerinin bozulma beraberinde bazı sağlık sorunlarına neden oluyor. Ramazan ayının gelmesiyle birlikte Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Gözde Derviş Hakim, oruç tutanlar için beslenmeye yönelik önemli noktalara değindi. Hakim, öğünlerin akşam saatlerine kaymasıyla beraber yemeklerin az ve küçük porsiyon şeklinde yenilmesi gerektiğini söyledi.
"15 DAKİKA KURALINA DİKKAT"
İftar sofralarına küçük porsiyon ile başlayıp 15-20 dakika ara verdikten sonra ana yemeğe geçmeyi önerdiklerini kaydeden Doç. Dr. Hakim, "Açken sofraya oturup hızlı şekilde her şeye saldırdığımızda düşük olan kan şekerimiz bir anda yükselir. Bunun yerine yavaş yavaş yükselmesini ve insülin salınımımızın dengeli olmasını sağlamalıyız. İftarda su, hurma ya da zeytin ile oruç açıldıktan sonra bir kase çorba ya da hafif atıştırmalıkla devam etmeleri gerekir. 15-20 dakika dinlenmeden sonra ızgara et, tavuk, balık ya da haşlanmış gıdalar tüketebiliriz. Bunun yanı sıra tahıllardan ve liflerden zengin olarak bildiğimiz kuru fasulye gibi bakliyatlar tüketebiliriz. Beyaz pilav yerine bulgur pilavı ya da tahıllı makarnalar iftar sofrasında olabilir" ifadelerini kullandı.
Sofralarda tatlının olmazsa olmaz olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Hakim, şerbetli ağır tatlılar yerine sütlü ya da liften zengin meyve şeklinde tatlıların tüketilmesini önererek, "Tatlıyı yemeğin hemen arkasından değil, aradan bir iki saat geçtikten sonra alırsak metabolizmamız bozulmaz. Sahura kadar uzun bir periyot var. Ara öğünü mutlaka ilave etmelerini istiyoruz.
Ara öğünde ceviz, badem ya da üzüm tüketilebilir. Geçişi bu şekilde tamamlamalarını istiyoruz. Su, çok önemli. Çünkü bütün gün vücudumuz susuz kalıyor. Mutlaka 2-2,5 litre yani 10-14 bardak su tüketmelerini istiyoruz.
Çay ve kahvenin vücuttan su attırıcı etkisi olduğu için mümkün mertebe az tüketmelerinde fayda var. Bunun yerine bitki çayı, ıhlamur, kuşburnu ile taze sıkılmış portakal suyu, meyve suyu gibi gıdaları tüketebilirler."
"SAHUR YAPMAK ÇOK ÖNEMLİ"
Sahur yapmadan güne devam etmenin çok sakıncalı olduğunu, sahurda protein ve liften zengin yiyeceklerin tüketilmesini tavsiye eden Doç. Dr. Hakim, "Sahur yapılmayınca 17 saat olan açlık periyodu 20 saate ulaşıyor. Metabolizma karbonhidrat, protein, yağ yakımı dengesini değiştirmiş oluyor. Halsizlik ve uyku hali başlıyor. Mutlaka sahura kalkılmalı. Sahur yaptıklarında kendisini çok aç hissedenler olabiliyor.
Sahur öğününde daha çok proteinden ve liften zengin yiyecekler tüketirsek o zaman mide boşalma hızını yavaşlatacağımız için gün içinde daha enerjik ve dinamik oluruz. Domates, salatalık gibi hem sulu hem lif içeriği zengin besinler, protein içeriğinden zengin yumurta, peynir, süt gibi bir kahvaltılık sahur için uygundur. Ama bu şekilde doymadığını düşünenler tahıl, protein ve liften zengin fasulye, nohut, et gibi yiyeceklerin yanında bulgur pilavı ve yoğurt yiyebilirler" ifadelerini kullandı.
"DOKTOR KONTROLÜNDE ORUÇ TUTABİLİRLER"
Orucun dini bir vecibe olduğu için kişisel bir tercih olduğunu kaydeden Doç. Dr. Hakim, oruç tutarken dikkat etmesi gerekenler veya doktora mutlaka danışması gerekenler bulunduğunu anlattı. Düzenli ilaç kullanmak zorunda olanların bir doktora danışmaları gerektiğini belirten Doç. Dr. Hakim, "İlaçların saati değişemiyorsa, kanser, diyabet ya da kalp hastası ise karaciğer sirozu, böbrek yetmezliği varsa bireysel anlamda doktorla bire bir buna karar verilerek oruç tutup tutmayacağı konusu açıklığa kavuşturulabilir. Hamilelerin de aşırı karbonhidratlı proteinli beslenmeleri ve susuz kalmamaları gerekir.
İlk 3 ayda bebeğin organ oluşumu var daha sonra da yüksek kalori ihtiyacı var. Mutlaka oruç tutmak isteyen bir gebe doktoruyla dirsek temasında olmalı. Eğer ağır salçalı yemek tüketimi fazla olursa reflü artışı olabilir. Karın ağrısı ve reflü şikayetiyle gelenler oluyor. Yemekten sonra uyumadan önce iki saat geçmesi gerektiğini söylüyoruz" diye konuştu.
Editor : Antep Haberleri